Translation of "Tanesi" in Arabic

0.014 sec.

Examples of using "Tanesi" in a sentence and their arabic translations:

Dört tanesi akıl hastanesinde.

أربعة في اللجوء*

Bir tanesi çok ciddiydi.

واحدة منهما كانت خطرة جداً.

Dünyanın 7 harikasından bir tanesi

واحدة من عجائب الدنيا السبع

Benim hayalimdeki şeylerden bir tanesi

أحد الأشياء التي أحلم بها

Fakat bir tanesi var ki

ولكن هناك واحد

Sorduğum ilk sorulardan bir tanesi şuydu:

أول سؤال طرحته كان:

Diğer milyonlarca yıldızdan sadece bir tanesi.

إنها مجرد نجم مثل ملايين النجوم الأخرى.

Çünkü onların ana nehirlerinden 10 tanesi

وذلك بسبب أن 10 من أنهارهم الرئيسة،

Ve bu sadece basit bir tanesi.

وهذا أمر بسيط.

Burayı önemli yapan şeylerden bir tanesi de

أحد الأشياء التي تجعل هذا المكان مهمًا

Oysaki Türk en eski ırklardan bir tanesi

في حين أن اللغة التركية هي واحدة من أقدم السباقات.

İşte onu bulan 7 kişiden 6 tanesi

هنا 6 من 7 أشخاص وجدوها

Bu koleksiyonculardan bir tanesi de Bill Gates

أحد هؤلاء الجامعين هو بيل جيتس

Ama tek bir tanesi bir milyon incir üretebilir.

‫لكن الشجرة الواحدة‬ ‫يمكنها إنتاج ملايين الثمار.‬

En eski ayakta kalan yapılardan da bir tanesi

واحدة من أقدم الهياكل الباقية

çünkü daha önce yapılan ilk iki tanesi yıkıldı

لأنه تم تدمير الأولين السابقين

Bunun sebeplerinden bir tanesi Ayasofya'ya yapılacak saldırıları engellemekti

أحد الأسباب كان منع الهجمات على آيا صوفيا.

Yine de ortak kıyafetlerden bir tanesi ise ferace

ومع ذلك ، فإن العباءة واحدة من الملابس الشائعة

Neden o teorilerden bir tanesi de Türkçe yazılmasın

لماذا لا تكتب واحدة من هذه النظريات باللغة التركية؟

Içlerinden bir tanesi de çıkıp isyan etmiyor yahu

واحد منهم لا يخرج ويتمرد

Bugünlerin en büyük şirketlerinden bir tanesi olan Google

واحدة من أكبر الشركات اليوم ، جوجل

Sonra, alttaki kollardan iki tanesi yavaşça hareket ediyor.

‫وبعد ذلك،‬ ‫يتحرّك اثنان من أذرعها السفلية ببطء،‬

Bizim kursa katılan adamlardan bir tanesi kuyumcuya gitmiş.

أحد الذين حضروا الدورة ذهب إلى الصائغ.

Ki itiraf etmekten gerçekten nefret ettiğim bir tanesi var.

واحد منها أكره الاعتراف به.

Yine o bakımlardan bir tanesi cumhuriyet dönemi bu sefer

مرة أخرى ، أحد هذه الجوانب هو الحقبة الجمهورية هذه المرة.

Ama bir tanesi varki adamı iptende aldırır, ipe'de götürür

لكن أحدهم يأخذ الرجل على الحبل ويأخذه على الحبل

Eğitim sistemimizde ki bazı eksikliklerden bir tanesi de bu

هذا واحد من بعض أوجه القصور في نظامنا التعليمي.

Bu tabloda en çok dikkat çekenlerden bir tanesi ise

واحدة من أبرز في هذا الجدول

Bir tanesi bir gün dedi ki, "Öğretmenim, bu bulutsu" dedi.

في يوم ما قال أحدهم، "معلمي، هذا سديم". كلمة سديم قريبة من كلمة سحب في التركية**

Işıkları, zemindeki kanatsız dişilere işaret göndermektedir. Dişi, pirinç tanesi kadardır.

‫ضوؤها إشارة‬ ‫لليراعات الإناث عديمة الأجنحة على الأرض.‬ ‫إنها بحجم حبة أرز.‬

Bu durumla bizim kafamızdaki soru işaretlerinden bir tanesi de şu

مع هذا الوضع ، فإن أحد علامات الاستفهام في أذهاننا هو ذلك

Bu dönemdeki yaptığı diğer önemli çalışmalardan bir tanesi de eskiz

أحد الأعمال الهامة الأخرى التي قام بها في هذه الفترة هو الرسم.

Kemal Sunal'ın oynadığı ilk filmlerden bir tanesi çok küçük bir rolu vardı

كان أحد الأفلام الأولى التي لعبها كمال سونال دورًا صغيرًا جدًا

O gün o annelerden bir tanesi gönüllü olur ve bütün çocukların karnını doyururdu

في ذلك اليوم ستتطوع إحدى هؤلاء الأمهات وتطعم جميع الأطفال

10 bin tanesi Emirlerin Memlükleriydi ve 10 bini ise değişik kökenlerden gelen normal birliklerdi.

و 10.000 من المماليك الأمراء، و10.000 كانوا من القوات النظامية من أصول مختلفة

Etmelerini yasaklayan kendi kodlarına sahip olan Jomsvikingler - örneğin bir tanesi başlarının kesilmesi için diz çökmeyeceğini söyledi, ayağa kalkmakta ve önden başlarının kesilmesinde

من التعبير عن الخوف في أي وقت - قال أحدهم على سبيل المثال إنه لن يركع على ركبتيه لقطع