Translation of "Var" in Arabic

0.012 sec.

Examples of using "Var" in a sentence and their arabic translations:

Kanatlısı var uçanı var termiti var

دواجن ، رحلة ، نمل أبيض

Var.

نعم.

çobanı var kırmızı karıncalar var katil karıncalar var

الرعاة لديهم النمل الأحمر هناك النمل القاتل

- Kim var orada?
- Kim var?

من هناك؟

- Size telefon var.
- Telefonunuz var.

أحدهم على الهاتف يريدك.

- Nezlem var.
- Soğuk algınlığım var.

- أصبت بالبرد.
- لدي زكام.
- أصبت بالزكام.
- لدي رشح.

Resim köşesi var, sanat var, sanatın ta kendisi var.

زاوية للرسم، للفن، الفن بذاته.

- Benim bir ailem var.
- Benim ailem var.
- Ailem var.

عندي عائلة.

Ihtiyacımız var.

وإلى رسائلنا الإلكترونية.

Kurt var!

‫لدينا ذئب!‬

Topluluklar var.

هي المجتمعات.

Planları var.

لديه خططه.

Dilimiz var.

لدينا اللغة.

Bebeği var.

‫لديها رضيع.‬

Ayakkabılarınız var,

ستكون لديكم أحذية:

Magma var

هناك الصهارة

Fantezilerim var.

لديّ خيالات.

Ateşim var.

لدي حمى.

Uykum var!

أنا نعسان!

Grev var.

هناك إضراب.

Misafirlerimiz var.

لدينا ضيوف.

Kedim var.

أملك قطاً.

Sorularım var.

عندي أسئلة.

Arkadaşlarım var.

لدي أصدقاء.

Stegosaurusumuz var.

عندنا ستيغوصور.

- Ateşin var mı?
- Ateşiniz var mı?

هل لديك حمى؟

- Birçok faktör var.
- Birçok etken var.

هناك عوامل كثيرة.

- Bir sorunumuz var.
- Bir problemimiz var.

لدينا مشكلة.

- Randevun var mı?
- Randevunuz var mı?

- هل لديك موعد؟
- هل لديكم موعد؟
- هل لديكن موعد؟
- هل لديكما موعد؟

- Bir sürü arkadaşım var.
- Birçok arkadaşım var.
- Çok arkadaşım var.

- عَنْدِي أَصْدِقَاء كُثُرْ
- لدي الكثير من الأصدقاء.

şimdilerde internet kafe var playstation salonları var

في الوقت الحاضر ، هناك مقاهي الإنترنت وقاعات بلاي ستيشن.

Var olduğuna dair çok açık kanıtlarımız var.

نملك أدلة واضحة على وجودها

- Birçok kitabın var.
- Çok sayıda kitabın var.

لديك الكثير من الكتب.

- Benim bir evim var.
- Bir evim var.

- عندي بيت.
- عندي منزل.

- Öğle yemeğinde ne var?
- Yemekte ne var?

ماذا للغداء؟

- Benim bir sözlüğüm var.
- Bir sözlüğüm var.

لدي قاموس.

- Ne kadar paran var?
- Kaç paran var?

كم من المال لديك؟

- Bir erkek kardeşim var.
- Bir kardeşim var.

لدي أخ

- Bir kız kardeşim var.
- Bir bacım var.

لي أخت واحدة.

- Bir kız kardeşim var.
- Bir kardeşim var.

لدي أخت

- Kitabın var mı?
- Bir kitabın var mı?

هل تملك كتاباً؟

- Benim bir sorum var.
- Bir sorum var.

- لدي سؤال.
- عندي سؤال.

- Akşam yemeğinde ne var?
- Yemekte ne var?

ماذا للعشاء؟

- Ama çocukların var.
- Ama senin çocukların var.

لكن لديك أطفال.

- Benim bir sürü ev ödevim var.
- Çok ödevim var.
- Benim çok ödevim var.
- Bir sürü ödevim var.

لدي الكثير من الواجبات.

Fizyolojik nedeni var

التي تفسّر ذلك،

Hâlâ arkadaşlarım var,

واتضَّح أني ما يزال لدي أصدقاء،

Ne zararı var?"

فما الضرر إذاً ؟"

Ama şu var:

حسنا، الأمر أنه:

üç şey var.

أن هناك 3 أشياء يجب علينا فعلها

Bir bağlantı var.

هناك علاقة متبادلة.

Muhteşem kampanyalar var

وحملة كام "CALM" دموع كريس،

"Üç ayınız var.

"أمامك ثلاثة أشهر

Umuda ihtiyacımız var,

ونعم، نحن نحتاج الأمل،

Tabii ki var.

بالطبع نحتاجه.

Uçma kapasitemiz var

لدينا القدرة على الطيران.

Birbirimize ihtiyacımız var.

نحتاج لبعضنا البعض.

Bir halatım var.

‫لديّ حبل.‬

Bir tane var!

‫انظر، وجدت واحدة.‬

Sınırsız olasılık var.

هي غير محددة.

''Elbette var.'' dedim,

قلت: "نعم لديّ.

Şu var ki...

أتعلمون،

Birçok insan var.

ويخرجون من شبكات الفواتير.

Beş gezegeni var

بخمسة كواكب،

İki türü var:

هناك نوعان أساسيان للسكتة الدماغية:

İki yavrusu var.

‫مع صغيريه.‬

Bolca yemek var.

‫ثمة كفاية من الطعام.‬

Sen var ya...

أنت.

Hatta var olmayabilirsiniz."

بل يمكن اعتبارك غير موجود على الإطلاق."

Cezbedicilik var burada.

فهناك هذا الإغراء ...

Günümüzde hala var

لا يزال قائما اليوم

Bazı söylentiler var

هناك بعض الشائعات

Diyenler var ya

هناك من يقول

"Kokpitte yangın var!"

"لدينا حريق في قمرة القيادة!"

Yardımınıza ihtiyacım var.

أحتاج مساعدتك.

Birkaç kitabın var.

لديك بعض الكتب.

Kimin liderliği var?

من الذي يتولى الزعامة؟

Üç kameram var.

لدي ثلاث كاميرات.

Ukrayna vatandaşlığı var.

لديه الجنسيّة الأوكرانيّة.

Bir kedim var.

لدي قط واحد.

İki kızım var.

لي بنتان.

Endişelenme. Sigortam var.

لا تقلق. أنا لدي تأمين.

Bir sorunumuz var.

لدينا مشكلة.

Yağmura ihtiyacımız var.

نحن نحتاج إلي المطر.

Paran var mı?

- هل لديك نقود؟
- هل لديك مال ؟

Bir randevum var.

لدي موعد.

Yardıma ihtiyacımız var.

نحن نحتاج إلى مساعدة

Denizde adalar var.

- هناك جزر في البحر.
- توجد جزر في البحر.

Tom'un dokunulmazlığı var.

توم لديه مناعة.

Yemeğe ihtiyacımız var.

نحن نحتاج للطعام،

Gereçlere ihtiyacımız var.

نحتاج للأغراض،

Güvene ihtiyacımız var.

لقلنا ذلك.

İki kuzenim var.

- لدي ابنا عم.
- عندي ابنا خالة.

Bugün acelem var.

أنا في عجلة من أمري.

Sadece çayımız var.

ليس عندنا إلا الشاي.