Translation of "Silah" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Silah" in a sentence and their arabic translations:

Tabi biyolojik silah kullanmazsanız

إذا كنت لا تستخدم الأسلحة البيولوجية

Fadıl, Dania'ya bir silah verdi.

قدّم فاضل مسدّسا لدانيا.

Sami bir silah sesi duydu.

سمع سامي طلقة.

Sami nasıl silah kullanılacağını bilmiyordu.

لم يكن سامي يعرف كيف يستعمل سلاحا ناريّا.

Ve 60 binden fazla nükleer silah.

وأكثر من 60 ألف سلاح نووي.

Kolunu tuhaf bir silah gibi kullanıyor.

‫تستخدم ذراعها هكذا كسلاح غريب.‬

Leyla, Sami'den bir silah ödünç aldı.

- استعارت ليلى مسدّسا من سامي.
- استعارت ليلى سلاحا ناريّا من سامي.

Elime bir silah değil bir kamera aldım.

اخترت أن ألتقط الكاميرا بدل السلاح.

Ve 10 binden fazla nükleer silah vardı.

وأكثر من 10 ألف سلاح نووي.

Fadıl, Leyla'yı ona bir silah almaya ikna etti.

- أقنع سامي ليلى كي تحضر له مسدّسا.
- أقنع سامي ليلى كي تحضر له سلاحا ناريّا.
- أقنع سامي ليلى كي تحضر له سلاحا.

Görevliler şanslıydı, bu seferlik silah sesi onu korkutup kaçırmaya yetti.

‫كان الحراس محظوظين،‬ ‫كانت صوت الطلقات كافياً هذه المرة لإخافته.‬

Hepsi silah ve cephane ya da patlayıcı malzemeleri satın alan

جميعها تذهب لتمويل معسكرات تدريب ارهابية،

Için ölümcül silah olan gazların , özellikle de en çok sera

النشاطات اليومية المؤذية للانسان. جعلت الاحتباس الحراري

Ve on altı yıl boyunca en iyi arkadaşım olarak gördüğüm bir silah arkadaşımı kaybettim . "

ورفيقي في السلاح لمدة ستة عشر عامًا والذي اعتبرته صديقي المفضل ".

Yakında Prusya'ya karşı savaşta, önümüzdeki yıl daha da büyük bir silah başarısı gölgesinde kaldı.

سرعان ما تراجعت عن طريق إنجاز أكبر للأسلحة في العام التالي ، في الحرب ضد بروسيا.

Halkbilimci Jonathan Young ona zarar verebilecek tek şeyin, insan tükürüğünde bulunan bir silah olduğunu söylüyor.

‫يقول أخصائي الفولكلور "جوناثان يونغ"‬ ‫إن الشيء الوحيد الذي كان يمكنه أن يؤذيها‬ ‫هو سلاح وضع عليه لعاب بشري.‬