Translation of "ödünç" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "ödünç" in a sentence and their arabic translations:

Onu ödünç aldım.

استعرته.

Yastığını ödünç aldım.

استعرت وسادتك.

Defterimi sana ödünç vereceğim.

سأعيرك مذكرتي.

Radyonu ödünç alabilir miyim?

هل لي أن أستعير مذياعك؟

Makasını ödünç alabilir miyim?

- أيمكنني استعارة مقصك؟
- هل لي أن أستعير مقصك؟

Arabayı Tom'a ödünç verdim.

سلفت توم السيارة

Sözlüğünü ödünç alabilir miyim?

هل لي أن أستعير قاموسك؟

Bisikletini ödünç alabilir miyim?

هل بإمكاني استعارة دراجتك؟

Bıçağını ödünç alabilir miyim?

أيمكنني أن أستعير سِكّينَك؟

Şemsiyeni ödünç alabilir miyim.

هل لي أن أستعير مظلتك؟

Bir araba ödünç aldım.

لقد استعرت سيارة.

Sami, şirketinden ödünç aldı.

استعار سامي مالا من شركته.

Arkadaşından ödünç para aldı.

استدان من رفقائه

Bana sözlüğünü ödünç verir misin?

- أيمكنك أن تعيرني قاموسك؟
- هل يمكنك إعارتي قاموسك؟

Ben onu sana ödünç vereceğim.

سأعيرك إياها.

Bu kitabı ondan ödünç aldım.

أنا إقترضت هذا الكتاب منه.

Lütfen bana bıçağını ödünç ver.

من فضلك أعرني سكينك.

Bu kitabı ödünç alabilir miyim?

أيمكنني استعارة هذا الكتاب؟

Bu CD'yi ödünç alabilir miyim?

- هل بإمكاني استعارة هذا القرص؟
- هل بإمكانك أن تعيرني هذا القرص؟

Lütfen bana kitabını ödünç ver.

من فضلك أعرني كتابك.

Leyla, Sami'nin arabasını ödünç aldı.

استعارت ليلى سيّارة سامي.

Sami biraz para ödünç aldı.

استعار سامي مالا.

Sami altmış dolar ödünç aldı.

استعار سامي ستّون دولارا.

Ben senin kalemini ödünç alabilir miyim?

أيمكنني اِستعارة قلمك؟

Arabanı bu akşam ödünç alabilir miyim?

هل يُمكنني استعارة سيارتك لهذه الليلة؟

Hiç şirketinden ödünç para aldın mı?

هل سبق أن استدنت من شركتك؟

O bana iki kitap ödünç verdi.

أعارني كتابَيْن.

Ağabeyim bir tefeciden ödünç para aldı.

اقترض أخي الأكبر مالاً من مرابي

Bana biraz ödünç para verir misin?

أيمكنك أن تقرضني بعض المال؟

Leyla, Sami'den bir silah ödünç aldı.

- استعارت ليلى مسدّسا من سامي.
- استعارت ليلى سلاحا ناريّا من سامي.

Sami her zaman şirketinden ödünç aldı.

كان سامي يستعير المال من شركته طوال الوقت.

Dairemi kiraya verdim, bir araba ödünç aldım

أجّرت شقتي، واستعرت سيارة

Böylece Einstein'dan ödünç aldığım üçüncü farkındalığım oluştu.

وهذا يقود إلى إدراكي الثالث، والذي استعرته من أينشتاين:

Eğer istersen sana bir tane ödünç veririm.

سأعيرك واحدا إن شئتَ.

Sadece bu sefer sana ödünç para vereceğim.

سأقرضك مالً هذه المرة فقط.

Bu kitabı temiz tuttuğunuz sürece ödünç alabilirsiniz.

- يمكنك استعارة هذا الكتاب بشرط أن تبقيه نظيفاً.
- يمكنك استعارة الكتاب بشرط أن تحافظ عليه.

Tom Mary'ye bir sürü ödünç para verdi.

توم كان يدين لماري بمبلغ مالي كبير.

İngilizce Fransızcadan gelen birçok ödünç kelimeye sahiptir.

استعارت اللغة الإنجليزية كلمات كثيرة من الفرنسية.

Bugün senin tenis raketini ödünç alabilir miyim?

- هل لي أن أستعير مضربك اليوم؟
- أيمكنني أن أستعير مضرب التنس خاصتك لليوم؟
- أيمكنني استعارة مضربك للتنس اليوم؟

Tom'un bana biraz ödünç para verebileceğini umuyordum.

كُنتُ آملُ أنْ يُقرِضني توم بَعضَ النُّقودِ

Dizüstü bilgisayarınızı bir süre ödünç alabilir miyim?

- هل بإمكاني أن أستعير حاضونك لدقيقة؟
- هل لي أن أستعير حاضونك للحظة؟

Sami, Leyla'dan bir miktar para ödünç aldı.

استعار سامي بعض المال من ليلى.

Sami erkek kardeşinden uzun süredir ödünç alıyordu.

كان سامي يستعير من أخيه لمدّة طويلة.

Bana bir şemsiye ödünç verdiğiniz için çok naziktiniz.

كان من عظيم لطفك أن أعرتني مظلةً.

Bisikletimi ödünç almak için Tom'a kim izin verdi?

من أذن لتوم باستعارة سيارتي?

Ben de o denklemleri ödünç aldım, buz için uyarladım

لذلك استعرتهم، وجعلتمهم ملائمين للجليد

Tom Mary'ye onun İngilizce ders kitabını ödünç alıp alamayacağını sordu.

سألت توم ماري في ما إذا كان يمكنه استعارة كتاب دراستها الانجليزي.