Translation of "Hayır" in Arabic

0.023 sec.

Examples of using "Hayır" in a sentence and their arabic translations:

Hayır, hayır. İnsanlığın

لا. تحتاج البشرية

Hayır.

لا، ليست كذلك

Hayır!

لا!

"Hayır."

"لا."

Cevap, hayır.

حسناً، الإجابة هي كلا.

Kesinlikle hayır

لا يمكن

Hayır, teşekkürler.

- لا، شكراً لك.
- لا, شكراً لك

- Hayır, teşekkürler. Tokum.
- Hayır, teşekkür ederim. Tokum.

لا، شكراً لك. لقد شبعت.

Zengin miydik? Hayır.

هل نحن أغنياء؟ لا.

Tabii ki hayır.

بالتأكيد لا أحد.

Büyü mü? Hayır.

سحر؟ لا.

Evet veya hayır.

حسناً، نعم ولا.

"Hayır, bunda kaybolmayacaksın.

"لا، لن أسمح بأن تبتلعكِ كل تلك الشكوك.

Hayır, bu olmayacak.

‫كلا، لن يفلح هذا الأمر.‬

Hayır! Cami olmalı

لا! يجب أن يكون المسجد

Cevabımız yine hayır

جوابنا ليس مرة أخرى

Babam hayır dedi.

أبي رفض ذلك.

Hayır, evli değilim.

لا، أنا لست بمتزوج.

Hayır, gerçek değil.

لا ليس حقا.

Hayır, teşekkürler. Yorgunum.

لا شكراً. أنا متعب.

Hayır diyeceğini biliyorum.

- أعرف أنك تقول لا.
- كنت أعلم أنك ستقول لا

Hayır, bunu yapmayın.

لا ٬ لا تفعلوا ذلك

Sami hayır dedi.

قال سامي لا.

Hayır, tek başınalık güzeldir.

أن تكون بمفردك هو أمر جيد.

Hayır. Verdiği demeç bu.

لا. هذا ما صرح به.

Ve tabii hayır dediler,

لذلك قالوا لا

12 kez hayır denmiş.

أعني 12 مرة أحدهم رفض.

Ne yazık ki hayır.

للأسف، لا.

Hayır, hiçbir şey yok.

‫لا يوجد شيء.‬

Hayır, bir şey yok.

‫لا يوجد شيء.‬

Hayır ölmüyorlar. Yüzebiliyorlar üstelik

لا لم يموتوا. علاوة على ذلك ، يمكنهم السباحة

Hayır, ben uykulu değilim.

لا لست نعساناً.

Nee? Hayır, elbette değil.

ماذا؟ لا، بالطبع لا.

Bugün hayır, yarın evet.

اليوم لا، غدا نعم.

Hayır, ben değilim; sensin!

ليس أنا ، بل أنت!

Sanırım biz hayır diyemeyiz.

اعتقد بأنه لا يمكننا الرفض.

Hayır, bugün okula gitmiyorum.

لا، لن أذهب اليوم إلى المدرسة.

Sana asla hayır diyemedim.

انني لن اقول لك لا مطلقا

Hayır, genellikle zeki ve yardımsever

لا، لا بالطبع، ففي العموم، كلنا يود أن يبدو ذكياً ومفيداً

O da dedi ki: "Hayır."

وتقول: "امم، لا."

Ama bundan... Pek hayır yok.

‫ولكن هذا... لا فائدة منه.‬

Peki, gerçekten kanıtlandı mı? Hayır.

لكن هل هي زرقاء فعلًا؟ لا.

İnsanların dörtte üçü "Hayır" dedi.

فإن أكثر من ثلاثة أرباع الناس يقولون لا.

Hayır, hiç de öyle değil.

لا، ليس على الإطلاق.

-Ama onların kurallarına uyuyorsunuz. -Hayır.

- لا، لكنّك تنفّذ قواعدهم. - لا.

Bir ülke olacağını sanmayın. Hayır.

لتعاطي المخدرات. لا.

Hayır, tek kelimesine bile inanamıyorum.

لا ، لا أستطيع أن أصدق أي كلمة منه.

Hayır, bu asla olmazdı. Hayır. Asla o kadar param olmazdı, çoktan harcamış olurdum.

لا، يستحيل أن أجمع ذلك المبلغ. لا أستطيع جمع مبلغ كهذا. كنت لأنفقه قبل أن يصل إلى جيبي.

Peşpeşe bana hayır dediler tabii ki.

وبالتالي، قابلوني بالرفض الدائم.

Bu yüzden gelmemi istediklerinde hayır diyemedim.

لذلك لم أستطع أن أرفض حين طلبوا مني الحضور

Hayır, senelerdir kıdemli birini işe almadık.

لا، لم نوظف من هو أعلى مقامًا منذ سنوات.

VV: Hayır, aslında bayağı vakit geçiriyoruz.

فيكتور: لا، في الواقع، نحن نمضي بعض الوقت في الأسفل.

RH: Hayır, Disney bu alanda lider

ر.ه:لا، ديزيني تفعل نفس الشئ،

Hayır. IMF ile hiçbir hesabımız yok.

لكن إن لم يكن لدينا حساب مع صندوق النقد الدولي...

"Hayır, aklımı toplamak için ilaç almıyorum.

"لا، أيتها القاضية، لا أتناول أية أدوية لتصفية ذهني.

Hayır yemedim sadece bir kere düşünün

لا لم آكل فكر مرة واحدة فقط

Selam vereceğim. Olur mu? ''Hayır olmaz.''

ألقي السلام. أيمكن هذا؟ "لا، لا يمكن."

Bir soluklan değil mi, bir otur. Hayır.

خذ نفسك، أليس كذلك؟ أجلس قليلاً، لا.

"Hayır, ben sadece bir köle oğlanım." "Bileceksin."

- " لا، أنا مجرد صبي مستعبد." - "سوف تفعل."

Hayır, şu an bizler sadece verilerimizle değerlendiriliyoruz.

كلا، بل يتم تقييمنا فقط وفقاً لبياناتنا.

Peki sevmek zorunda mıyım? tabi kide hayır

لذا علي أن أحب طبعا لا

Hayır daha fazlası var onlar sınıf arkadaşıydı

لم يعد هناك زملاء

Teknolojimiz buna imkan veriyor mu? Hayır vermiyor.

هل تسمح تقنيتنا بذلك؟ لا لا.

Bu bir evet mi yoksa hayır mı?

هل ذلك نعم أم لا؟

"Kaza mı geçirdiniz?" "Hayır, hiçbir şey olmadı."

"هل تعرّضت لحادث؟" "لا، لم يحدث شيء."

Hayır, ben şimdi 33 yaşındayım, bakın 33 yaşındayım.

لا، ولكن أنا بلغت 33 سنة، انظروا، 33 سنة.

"Hayır aynakolu sapasağlam. Eğrilmiş aynakolu nasıl olur bilirim."

قلت: "ليس مكسورًا. أعرف الدوار المكسور."

Hayır, oraya ulaşamıyorum. Belki bir dahaki sefer ulaşabilirim.

‫كلا، لا يمكنني الوصول إليها.‬ ‫سأصل في المحاولة التالية.‬

Ama babam ''Hayır, bunu tatil evimiz yapacağız'' diyordu.

ثم قال: "لا، سنحول هذه إلى مقطورتنا"

O yüzden iyi bir doktor bazen hayır der

وبالتالي، فإن الطبيب الجيد قد يقول لا أحيانًا،

MR: Hayır, bir oyun atalım, incelemek için atıyoruz.

لا .. نعرض لعبة .. ونعرض تقييمها

Hayır, teşekkür ederim. Hoşçakal. Bu soya sütünün sonuydu.

لا شكراً٬ مع السلامة. هذه نهاية حليب الصويا

Bu bir evet mi yoksa bir hayır mı?

ذلك نعم أم لا؟

"Benim için mi çay hazırlıyorsun?" "Hayır, Jamal için."

"هل أنت تعد الشاي لي؟" "لا، بل لجمال."

Ne yapmak istiyorsan yap ve "hayır"ı kabul etme.

أفعلوا الذي تودون القيام به ولا تقبلوا بالرفض.

Bunda ne kadar ışık kaldığı konusunda endişeliyim. Hayır, olamaz.

‫أخشى ألا تظل مشتعلة طويلاً.‬ ‫كلا.‬

Birleşik Devletler genelindeki insanların üçte ikisinin cevabı "Hayır" oldu.

فإن ثلثي الناس في الولايات المتحدة أجابوا: "إطلاقاً."

Ama en tepede hiçbir rahatlama ve hayır bulmazlar. Su.

ولكن في الجزء العلوي لم يجدوا أي راحة ولا ماء

Isterseniz bir hayır kuruluşunuz ya da bir organizasyonunuz olsun,

سواء كان لديك مؤسسة خيرية أو أي نوع من المنظمات الأخرى،

"Kapıyı kapatmamın sakıncası var mı?" "Hayır hiç sakıncası ok."

"هلّا أغلقت الباب؟" "حسنًا".

”Hayır.” dedi dükkân sahibi. ”Oldukça ciddiyim. Fiyat etiketini gördün.”

ردت صاحبة المحل: "لا، أنا جادة. رأيتَ السعر".

13 yaşına geliyorum; baktım peluşlardan da, insanlardan da hayır yok

عمري 13 سنة. ارى أن ليس لدي خير من البلوش ولا الناس

Sonra diyorum ki, "Sana buralarda hayır yok, sen okula dön."

ثم أقول ، "ليس لك خير هنا عودي إلى المدرسة."

Ben de "Hayır, tatlım, hiç de yaralanmadım, ben iyiyim." diyorum

فقلت: "كلا عزيزتي، لست مصابًا، أنا بخير."

"Fransızca konuşmayı biliyor musun?" "Hayır, ama İngilizce ve Almanca konuşabiliyorum."

هل تستطيع التحدث باللغة الفرنسية ؟ لا . لكني استطيع التحدث باللغتين الانجليزية والألمانية

Aradan bir zaman daha geçiyor; baktım bana peluşlardan bana hayır yok,

يمر مزيد من الوقت، وأرى أن ليس لدي أي خير من بلش،