Translation of "Deniz" in Arabic

0.007 sec.

Examples of using "Deniz" in a sentence and their arabic translations:

Geceleri deniz...

‫البحر ليلًا...‬

Deniz sakin.

البحر هادئ.

Deniz kızgın.

البحر غاضب.

Deniz yeşil.

الْبَحْرُ أَخْضَرُ.

Deniz köpürüyor.

البحر هائج.

Deniz haşindir.

البحر هائج.

Deniz kenarına gittiğimde

وعندما أذهب إلى الشاطئ،

Baksanıza, deniz minareleri!

‫انظر، أصداف "بطلينوس"!‬

Deniz minaresinden olmalı!

‫إنها أصداف "بطلينوس"!‬

İlki deniz seviyesi yükselmesi.

أولًا، ارتفاع مستوى سطح البحر.

Ve devasa deniz kayalıklarının,

‫وهي تحفل ببعض الجروف البحرية الهائلة‬

Mümkünse deniz minarelerini haşlayın.

‫لذا إن كان هذا بوسعك، اسلق الأصداف.‬

Elbette deniz hayatı bulunmaktadır,

وبالطبع، توجد حياة بحرية،

Bazen bir deniz mahsulüne dokunduğumda

‫منذ حينها، حين ألمس طعاماً بحرياً معيناً‬ ‫أو شيئاً من هذا،‬

Haçlıların hakim olduğu deniz operasyonları

سيلعب التفوق البحري الساحق للصليبيين دورًا رئيسيًا

Etmesi nedeniyle deniz suyunun sürünmesi,

بعد نحو ثمانين عاماً حال استمرت التغيرات المناخية جراء الاحتباس الحراري

Deniz minaresi mi, çiçekli yosun mu?

‫هل نتناول أصداف "بطلينوس"،‬ ‫أم أعشاب البحر؟‬

Deniz yüzeyini görebilirsiniz -- videoyu çeken benim--

يمكنكم ملاحظة أن سطح البحر، -كانت تلك أنا التي التقطت هذا الفيديو-

Kara ve deniz harekatlarının koordinatlarının verilmesiydi.

كان التنسيق بين العمليات البرية والبحرية.

Ahtapot izlerinin, deniz kestanesinden farkı ne?

‫ما الفرق بين آثار الأخطبوط‬ ‫وآثار قنفذ البحر‬

Alman Tsingtao Deniz üssünü ele geçirir

انتقل إلى الاستيلاء على القاعدة البحرية الألمانية في تسينجتاو.

Babam emekli bir deniz subayı olduğu için

وبما أن والدي كان رجل بحرية متقاعد

Deniz seviyesinin yükselmesi beklentisiyle gerçekleşen iklim nezihleştirmesi

تحسين المناخ الذي يحدث تحسباً لارتفاع مستوى سطح البحر

Geleceğe dair deniz seviyesi yükselme kavrayışımız iyi

فهمنا لارتفاع مستوى البحر في المستقبل لا بأس به

Kanatlı deniz atı broşu sahtesiyle değiştirilip kaçırıldı

تم استبدال بروش فرس البحر المجنح بمزيفة واختطاف

Üstelik satışa sunulmuş bu deniz atı broşü

علاوة على ذلك ، هذا بروش فرس البحر معروض للبيع

Hindistan'ın mücevherleri ve dış deniz - hepsi senin!

جواهر الهند والبحر الخارجي - كل شيء لك!

Ve deniz, nehirler, dağlar ve ovaların görünümü.

البر والبحر والأنهار والجبال والسهول.

deniz seviyesinden bir metre yükseklikte yaşıyor. Bu

العالم. بينما اكثر من مئةٍ وخمسين مليون شخص معظمهم في اسيا

Ben, bir deniz nakliyat şirketi için çalışıyorum.

أعمل لدى شركة شحن.

Ve bu derin deniz bacalarının keşfinden bu yana,

ومنذ اكتشاف هذه النَّـفـاثـات البحرية العميقة،

Deniz minarelerini çiğ yerseniz, bakteri kapma riskiniz vardır.

‫إن تناولت أصداف "بطلينوس" نيئة،‬ ‫هناك دائماً خطر أن تبتلع بكتيريا.‬

Gibi deniz seviyesinin altındaki ülkelerin de haritayı bırakacağı

ان الدول منخفضة ستودع الخارطة ايضاً مثل هولندا التي ستختفي

Batmasına neden olabilir.Enstitüye göre, deniz seviyesinin yükselmesi dünyadaki

جزر المالديف ومدنٍ ساحليةٍ مثل الاسكندرية وبحسب المعهد فان

Bir zamanlar güney pasifik efsaneleri dev midyeleri deniz tabanında

تصف أساطير منطقة جنوب المحيط الهادئ المحّارات العملاقة على أنها آكلات للبشر

Türkiye arasındaki deniz sınırı sınırını belirleme anlaşması sonucunda Yunanistan'dan

عمل سابقاً سفيراً لحكومة الوفاق الاخوانية في اليونان وطرد من

Akacağını ve deniz seviyesinin yükselmesine neden olacağını doğruladığında . Ne

داخل البحار والمحيطات متسببةً في ارتفاع منسوب مياه البحر. ما

, deniz seviyesinin iki veya on metreye çıkması halinde katliam

يعيشون على ارتفاع مترٍ واحدٍ فوق مستوى سطح البحر. ما يعني

Ay ile gelgitler milyonlarca yıl boyunca deniz canlılarının hayatlarını şekillendirmiştir.

‫على مدار ملايين الأعوام،‬ ‫شكّل القمر والمد‬ ‫إطار حيوات المخلوقات البحرية.‬

Deniz bazen çok özel bir gösteri sahneye koyar. Işıltılı gelgitler.

‫أحيانًا، يقدّم البحر عرضًا خاصًا.‬ ‫أمواج مضيئة.‬

Deniz blokajları kıtlığa neden olmaya başlamıştı. Avrupa'da yiyecek ve yakıt ...

حصار بحري كانت بداية لتسبب نقص الغذاء والوقود في جميع أنحاء أوروبا ...

Şu an ufak bir deniz biyoloğu gibi. Çok şey öğrendi.

‫إنه أشبه بعالم أحياء بحرية صغير الآن.‬ ‫إذ إنه يعرف الكثير الآن.‬

Haftalar, aylar ve yıllar geçtikçe, deniz ormanındaki hayvanlarla olan ilişkim

‫تتوطّد علاقتي مع الغابة البحرية‬ ‫ومخلوقاتها أكثر...‬

Sami, popüler deniz ürünleri restoranı ile küçük bir servet kazandı.

ربح سامي ثروة صغيرة بمطعمه الشّهير للمأكولات البحريّة.

Bu durum da pek çok deniz canlısının hayatındaki kilit olayları belirler.

‫والذي بدوره يغير أساس الكثير‬ ‫من حيوات المخلوقات البحرية.‬

Aynı zamanda, sayısız deniz canlısının ana yemek kaynağıdır. En ufak balıktan...

‫ومصدر طعام كثير من المخلوقات البحرية.‬ ‫من صغار السمك...‬

Artık miğfer salyangozlarının deniz kestanesine, ahtapotun da salyangozlara olan bağlantısını biliyorum.

‫والآن أعرف كيف أن حيوان صدفة الخوذة‬ ‫على صلة بالقنفذ‬ ‫وكيف أن الأخطبوط على صلة بصدفة الخوذة.‬

, deniz seviyesinden ikisini ayıran dört metre yükseklikte dünyanın en alçak adası

ادنى الجزر في العالم على ارتفاع اربعة متر فاصل اثنين عن مستوى

Ancak savaşta ne onların hatlarını kıramadı ne de deniz yoluyla kaçmalarına engel oldu.

لكن في المعركة ، لم يستطع كسر خطوطهم ، ولا منعهم من الهروب عن طريق البحر.

Ama deniz biyoloğu Richard Fitzpatrick öfkeli bir denizkestanesinin saldırısına uğradığında gündüz vakti işini yapıyordu.

‫لكن خلال ساعات النهار وأثناء قيامه بعمله‬ ‫وقع عالم الأحياء البحرية‬ ‫"ريتشارد فيتزباتريك" فريسة قنفذ بحري غاضب.‬

Kuzey Denizinde Alman savaşgemileri İngiliz deniz kenarı kentlerine karşı bir vur kaç taktiği uygulayıp

في بحر الشمال، والسفن الحربية الألمانية جبل ل الكر والفر غارة على المدن الساحلية الإنجليزية،

Şaşırtıcı ama gece ortaya çıkan bu görüntülere sıkça rastlanır. Tüm deniz hayvanlarının üçte biri biyolüminans yaratır.

‫هذه العروض الليلية دارجة بشكل مفاجئ.‬ ‫ثلاثة أرباع الحيوانات البحرية‬ ‫تتلألأ حيويًا،‬

- Ölü Deniz yaşıyor: dünyanın her köşesinden turist çekiyor.
- Lut Gölü yaşıyor: dünyanın her köşesinden turist çekiyor.

البحر الميت على قيد الحياة ، انه يجذب السياح من جميع بقاع العالم .