Translation of "şeye" in Arabic

0.015 sec.

Examples of using "şeye" in a sentence and their arabic translations:

Bunun bir şeye

ما دخل هذا

- Sami her şeye inandı.
- Sami her şeye inanıyordu.

صدّق سامي كلّ شيء.

İstediğin şeye ulaşmak konusunda

عندما ترون خطة وضعت أمامكم

Bir şeye benzetecek olursam,

أن يتم الأمر،

Hiçbir şeye ihtiyacım yok.

لا أحتاج شيئاً.

Tom hiçbir şeye dokunmadı.

توم لم يلمس أي شيء.

Birçok şeye ilgim vardı

إهتماماتي كانت كثيرة،

İstediğin şeye göre davranmayı seçebilir

يمكنك اختيار أن تتحرك وفق ما تريد .

Kendimizi tamamen bir şeye vermeyi

لنهب أنفسنا بشكل كامل لشيء ما

Başka bir şeye odaklanmalarını istedik.

عادًة لا ينتبهون إليه.

Her şeye bağış yapan halkımız

شعبنا الذين يتبرعون لكل شيء

Henüz hiçbir şeye karar verilmedi.

لم يتقرر شئ بعد.

O, söylediğim her şeye inanır.

هو يصدق أى شئ أقوله.

Leyla hiçbir şeye dikkat etmedi.

لم تولي ليلى اهتماما لأي شيء.

Yalnızca şu iki şeye ihtiyacımız var:

كل ما نحتاجه أمران:

Hem de yaşadığı onca şeye rağmen.

لتتعامل مع كل شيء من خلال ذلك.

Sizi zor bir şeye davet ediyorum.

أود أن أقترح عليكم تحدٍ.

Bunları nasıl tek bir şeye indirgeyebilirsiniz?

كيف يُمكن تقليصها لشيء واحد؟

Çoğumuzun yeni anlamaya başladığı bir şeye...

بدأ معظمنا يفهمها الآن:

Tom Mary'nin söylediği hiçbir şeye inanmadı.

لم يصدّق توم أيا من كلام ماري.

şu anda oldukça nadir bir şeye bakıyorsunuz.

أنك الآن تنظر إلى شيء نادر نسبياً.

Bir şey yaratmak, bir şeye başlamak istiyorsanız,

أنا أتحدث عن إذا كنت تريد خلق شيء ما،

Hayatında ilk defa bir şeye katılmak için

عديمو خبرة،

Büyülü bir şeye tanık olmuşsunuz gibi geliyor.

يبدو الأمر كمشاهدة حدوث السحر.

çünkü bildiğim her şeye karşıydı bu fikir.

لأنه كان ضد كل شيءٍ عرفته.

Bana koruma sağlayacak bir şeye ihtiyacım olacak.

‫سأحتاج إلى شيء‬ ‫ليمنحني بعض الحماية.‬

En çok yapılacak şeye sahip olan biziz.

‫و العلاقة بين الجنسين و المناخ‬ ‫تتجاوز الآثار السلبية‬

Fakat işe doğru şeye odaklanarak başlamamız lazım.

ولكن علينا أن نبدأ بالتركيز على الأمور الصحيحة.

Bunun, benim üç sessiz devrim dediğim şeye

واستطيع القول أن هذا أدى إلى

Bu problemi imkansızdan çözülebilir bir şeye dönüştürürüz.

فسننتقل من مشكلة يستحيل حلها لمشكلة يمكن حلها.

Kostümüyle birlikte bambaşka bir şeye dönüşmesine benziyordu.

وفجأةً أصبح هو وبدلته معاً، أصبحا شيئاً مختلفاً .

Hiç bir şeye kafayı takmıyor moralini bozmuyor

لا يغضب من أي شيء

Gelin her şeye biraz daha yumuşak bakalım

دعونا نلقي نظرة على كل شيء أكثر ليونة قليلاً

Acaba hiç teleskopla bir şeye baktınız mı?

هل سبق لك أن نظرت إلى شيء باستخدام التلسكوب؟

Benim tahammül ettiğim şeye dayanamayanlar depolarda bırakılacak.

لا يستطيعون التعامل مع ما أتحمله بنفسي سيتم تركهم في المستودعات.

Ama okumak için birçok şeye erişimim var,

لكن أستطيع الوصول إلى أشياء كثيرة كما تعرفون،

Bence değerli olan şeye odaklanmamız gerektiği fikri,

أعتقد أن فكرة وجوب القيام بما هو قيِّم

Bir şeye doğrudan bakıp onu tamamen gözden kaçırabilirsiniz

يمكن أن تنظر إلى شيء ما ومع ذلك لا تراه إطلاقًا.

Her-şeye-uyan-tek-bir-çözüm olduğunu söylemiyorum;

وأنا لم أقل أن هناك حلا واحدا يناسب كل ذلك

Aramızda bir bağ yaratan bir şeye ilham veren,

قد خلقت شيئًا داخله فأصبح رابطًا بيننا،

En acı dolu olanları komik bir şeye dönüştürebileceklerini

كيف يحوّلون أكثر القصص وجعاً إلى قصص مضحكة،

Birini argümanlarla, sebeplerle bir şeye ikna etmeye çalıştıysanız

إذا كنت حاولت من قبل إقناع شخص ما بشيء

Ben bile sistemin benim hakkımda inandığı şeye inanırken

لم أستطع أن أغير ما ظنّته هذه المنظومة بشأني،

Ama umudu iptal etmek, inandığımız her şeye aykırıydı.

ولكنّ محيَ الأمل يتعارض مع كل ما نؤمن به.

Uzaktan sensörlü verilerin ötesinde bir şeye ihtiyacımız var:

نحتاج إلى شيء ما أفضل من البيانات المستشعرة عن بعد

Hikayeye, çizgi romana bir çok şeye konu olmuştur

كان موضوع الكثير من القصص المصورة ،

Bu hikaye koronavirüsle ilgili bir şeye dikkat çekiyor...

تسلط هذه القصة الضوء على خاصية في فيروس كورونا

Başarının tarifi için değerlendirdiğimiz hiçbir şeye sahip değillerdi.

يفتقران لأي شيء مما ندعوها وصفة النجاح.

Bu, bir şeye başlamayı çok daha kolay hale getirecek

هذا سيجعل البدء بعمل ما أكثر سهولة

Ve notlarım iyi olmasına rağmen hiçbir şeye hevesim yoktu.

ورغم أن علاماتي كانت جيدة لم يكن لدي أي دافع.

Belki de kelimeleri her şeye rağmen öfke dolu değildi.

ربما لم تكن كلماته عن غضبٍ أصلًا.

Bir adam düşünün her şeye gülüyor doğduğunda bile gülmüş

تخيل رجل يضحك على كل شيء كان يضحك حتى عندما ولد

Kötü bir hayat yaşıyor buna rağmen her şeye gülüyor

يعيش حياة سيئة لكنه يضحك على كل شيء

O an sıra dışı bir şeye şahit olduğumu bilmiyordum.

‫في ذلك الوقت،‬ ‫لم أكن أعلم أنني شهدت شيئًا استثنائيًا.‬

Olacağını düşündüğün şeye uygun davranmaya ve o ruh haline girip

ستبدأ بالعمل والشعور في الطرق التي تساعدك على التحضير

Her şeye rağmen Marmara Denizinde birazcık farklı bir durum var

على الرغم من كل شيء ، هناك وضع مختلف قليلاً في بحر مرمرة.

Ama her şeye rağmen bir karınca bunu nasıl keşfedebilir ki?

ولكن كيف يمكن للنمل اكتشاف هذا على أي حال؟

, özellikle de savaştaki bir tugaydan daha büyük bir şeye komuta etmemişti.

للكثيرين ، خاصة أنه لم يكن يقود أي شيء أكبر من لواء في المعركة.

. Ama Ney'in, Masséna'nın feci liderliğini açıkça gördüğü şeye öfkesi açık bir

لكن غضب ناي مما اعتبره قيادة ماسينا الكارثية تحول إلى

- Her şeye hazır olmak zorundayız.
- Her şey için hazır olmak zorundayız.

يجب ان نكون مستعدين لأي شيء

Ne kadar uğraşırsan uğraş, bırak başkasını, kendini bile bir şeye zorla inandıramazsın.

حاول بكل ما تستطيع، لكن لن تقدر على إجبار شخص على أن يعتقد شيئًا ما، ناهيك عن نفسك.

Bir de, herkesin uğruna mücadele ettiği şeye karşı savaş açan bir düşman vardır.

وهناك الشخص الذي يحارب ضد محاولات الآخرين.

. Ve sadece iki şeye ihtiyacı vardı. Gerçekliği değiştirmek için belirli bir tür mutasyon. Ve

والصيد وتجارة التمور واللؤلؤ. وكانت بحاجةٍ لامرين لا غير.

1812'de Rusya'nın işgali, Mareşal Berthier ve ekibi için başka hiçbir şeye benzemeyen bir sınavdı.

كان غزو روسيا عام 1812 بمثابة اختبار لا مثيل له للمارشال بيرتييه وموظفيه.