Translation of "Trabajé" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Trabajé" in a sentence and their turkish translations:

Trabajé mucho.

Çok çalıştım.

Trabajé en Boston.

Boston'da çalıştım.

Trabajé para Tom.

Tom için çalıştım.

Hace tres días, trabajé.

Çalışmaya başlayalı üç gün oldu.

Trabajé toda la noche.

- Ben bütün gece çalıştım.
- Bütün gece çalıştım.

- Anoche estudié.
- Anoche trabajé.

Ben dün gece çalıştım.

Trabajé hasta la madrugada.

Gece geç saatlere kadar çalıştım.

Nunca trabajé con ella.

Onunla hiç çalışmadım.

Jamás trabajé con él.

Onunla hiç iş yapmadım.

Trabajé toda esta semana.

Tüm bu hafta çalıştım.

Nunca trabajé con Tom.

Tom'la hiç çalışmadım.

Trabajé en una granja.

Ben bir çiftlikte çalıştım.

Trabajé duro el último mes.

Geçen ay çok çalıştım.

Ayer trabajé todo el día.

Dün bütün gün çalıştım.

Trabajé duro por este dinero.

Ben bu para için çok çalıştım.

Trabajé duro toda mi vida.

Ben hayatım boyunca çok çalıştım.

Yo trabajé en esta fábrica.

Bu fabrikada çalıştım.

Estoy cansado porque trabajé demasiado.

Fazla çalıştığım için yorgunum.

Trabajé dos años vendiendo libros.

İki yıl kitap satarak çalıştım.

- Trabajé tan duramente como Tom.
- Yo trabajé igual de duro que lo hizo Tom.

Ben sadece Tom'un çalıştığı kadar çok çalıştım.

Trabajé con este CEO una vez

Bu CEO ile bir kez çalıştım

Ayer trabajé duramente el día entero.

Dün bütün gün çok çalıştım.

Una vez trabajé en un restaurante.

Bir zamanlar bir lokantada çalıştım.

Trabajé en esa empresa durante tres décadas.

Otuz yıl bu şirkette çalıştım.

- Hoy he trabajado mucho.
- Trabajé mucho hoy.

Bugün çok çalıştım.

Trabajé duro para mantener a mi familia.

Aileme bakmak için çok çalıştım.

Trabajé para Procter & Gamble en Nueva York.

New York'taki Procter & Gamble'da çalışıyordum.

Trabajé en Rio de Janeiro durante dos años.

Ben iki yıl boyunca Rio de Janeiro'da çalıştım.

Trabajé duro durante todo el día de ayer.

Dün bütün gün çok çalıştım.

Trabajé el domingo, así que tuve el lunes libre.

Pazar günü çalıştım, bu yüzden pazartesi izin aldım.

El verano pasado trabajé a medio tiempo en la granja.

Geçen yaz, ben bir çiftlikte yarım zamanlı çalıştım.

Trabajé en una oficina de correo durante las vacaciones de verano.

Yaz tatili boyunca bir postanede çalıştım.

Trabajé con el Sr. Spencer durante un año en Nueva York.

New York'ta bir yıl Bay Spencer ile çalıştım.

"Definitivamente trabajé duro haciendo caridad y, a veces, no fue fácil

''Bir yardım derneğinde deli gibi çalıştım ve çoğu zaman kolay olmadı

- El verano pasado trabajé a medio tiempo en una granja.
- El verano pasado trabajaba media jornada en una granja.

Geçen yaz bir çiftlikte yarım zamanlı olarak çalıştım.