Examples of using "Tono" in a sentence and their turkish translations:
Tonu değiştireceğim.
TT: (Pes ses çıkarıyor)
TT: (Tiz ses çıkarıyor)
TT: (önce tiz sonra pes) eeee
Patronluk taslayan tonunu sevmiyorum.
"orta esmer renkli" olmak yanıma kalabilirdi,
Doktorun ses tonu pek iyimser değildi.
ek saçları olabilir, orta esmerden açık ten rengine doğru."
aynı tonda buluşuyorlar.
Eğer beyin hücrelerinin her birine bir tını ekleseydiniz,
Bana öyle hitap ederek, ne yaptığını sanıyorsun?
Tondaki ince farklar orijinali fotokopiden ayırt eder.
Bernstein: Ne duyuyoruz şimdi? O Sol'ü, değil mi? Yeni bir ton.
"Bunun ne kadar berbat olduğunu anlıyorum." diyen bir tonla iletti.
HS: Dişiler çok daha düşük perdede. 400 hertz civarındalar.
- O kadar ince sesle şarkı söyleyemem.
- O kadar yüksek oktavda şarkı söyleyemem.
- O kadar yüksek perdeden şarkı söyleyemem.
Dima kızgın bir sesle sordu: "Nubz? Bu bir oyun değil Saib! Bu hayatın kendisi!