Examples of using "Podía" in a sentence and their turkish translations:
öğrenebilirdim.
Tom buna inanamadı.
Konuşamıyordu.
Duramadım, yani ...
zar zor nefes alabiliyordum.
Kimse sebebini bulamamıştı.
Bırakamazdım
Neredeyse çalışamıyordum.
- Neredeyse onu duyamıyordum.
- Onu güçlükle duyabiliyordum.
Nefes alamıyordum.
Hiçbir şey onu durduramazdı.
Görmezden gelemedim.
Onu zorlukla görebildim.
Yürüyemiyordum.
Gidemedim.
Ben onu hemen hemen hiç anlayamadım.
Nasıl bilebilirdim?
Tom Mary'yi duyabiliyordu, ama onu göremiyordu.
Bunun olabileceğini biliyordum.
Daha önce göremediğim yerde
Bu konuda hiçbir şey yapamazdınız.
bu doğru olamazdı.
Tahmin bile edememiştim.
Daha fazla dayanamadım.
Ona bakmaya katlanamadım.
Tom Fransızca konuşabiliyordu.
Onun gidebileceğini söyledim.
Her şeyi göremiyordum.
Neredeyse çalışamıyordum.
- Hareket edemedim.
- Taşınamadım.
Tom Kanadalı olabilir.
Tom uyuyamadı.
Tom karar veremedi.
Tom ona pek inanamıyordu.
Tom güçlükle yürüyebiliyordu.
O, gülümsemeyi durduramadı.
Ben bu olayı tahmin edemezdim.
Bir çocukken iyi yüzebiliyordum.
Adamdan uçan kurtulamadığı gibi dalanda kurtulamamış
Onunla ne istersem yapabilirim ve sonuçları tahmin edebilirim.
Tom artık ağrıya dayanamadı.
Tom bana daha kötü zarar verebilirdi.
Jackson, onlara güvenemedi.
Fakat hiçbiri işe yaramadı.
Artık yardım olmadan yürüyemiyordu.
Ama artık pes etmek yoktu.
Tabii çocukluk saflığımla birinden birini seçeceğimi zannettim.
Fiyat o kadar düşüktü ki...
Ancak bunu tek başıma yapamazdım.
Istakozun kaçma şansı yoktu.
Onunla temas kuramadım.
Kapı açılamadı.
O, mümkün olabildiğince hızlı koştu.
Ben bir çocukken iyi yüzebiliyordum.
Sisten başka bir şey göremedim.
Acıya güçlükle katlandım.
Ben onun aksanını anlayamadım.
Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.
Başka ne yapabilirdim?
Tom artık beklemeyebilir.
Tom, Mary'yi görebilir.
- Derin nefes alamadı.
- Derin nefes alamıyordu.
Gözyaşlarımı tutamadım.
Ağlamamı durduramadım.
Onun nerede olduğunu kimse söyleyemedi.
O, atı kontrol edemedi.
Tom'la uğraşamadım.
Ben ısıya dayanamadım.
Kaşınmaya katlanamadım.
Onu durduramadım.
Ona bakmaktan kendimi alamadım.
Ne yiyebilirim ne de içebilirim.
Bense daima bunu yapabileceğimi varsaymıştım.
Açıkça konuşamadı.
Tom kendini anlatamıyordu.
Tom bir şey hissedemedi.
Tom daha fazla isteyemedi.
Tom'un bize yardım edeceğini sana söyledim.
O kadar yorgundum ki uyuyamıyordum.
İsterse ayrı da yönetebiliyordu
de başını belaya sokabileceğine dair işaretler zaten vardı .
Tüm sorulara yanıt verebildim.
Piyanoyu çok iyi çalabilirim.
Ben o gün iyi konuşamadım.
Sarhoş adam düz yürüyemiyordu.
O, onun yüzüne bakamadı.
O bir kelime söyleyemedi.
O iyi yüzebileceğini söyledi.
O, Fransızcayı iyi konuşamıyordu.
O çok hızlı koşamadı.
Onun adını hatırlayamadım.