Translation of "Mente" in Turkish

0.028 sec.

Examples of using "Mente" in a sentence and their turkish translations:

- Abre tu mente.
- Abra su mente.

Aklını aç.

Abre tu mente.

Aklınızı açın.

- Dime qué tienes en mente.
- Díganme qué tienen en mente.

Bana aklında ne olduğunu söyle.

Nuestra mente es como

aklımız

¿Tienes algo en mente?

Aklında bir şey var mı?

Tiene una mente aguda.

Onun keskin bir zihni var.

Leer desarrolla la mente.

Okuma zihni geliştirir.

¿Tenés algo en mente?

Aklında bir şey var mı?

¿Qué tienes en mente?

Aklında ne var?

Soy de mente abierta.

Açık görüşlüyüm.

Puedo leer tu mente.

Aklından geçeni okuyabilirim.

Me lees la mente.

Aklımı okudun.

"Esa es una mente hermosa".

"Bu güzel bir zihin".

Algo vino a mi mente

Aklıma şey geldi

Pon tu mente en calma.

Rahatla.

- Tenlo en mente.
- Tenedlo presente.

Aklınızda bulundurun.

Él tiene una mente noble.

Onun asil bir düşüncesi var.

No puedo leer tu mente.

- Düşünceni okuyamam.
- Düşüncelerinizi okuyamam.

Ella tiene la mente abierta.

O açık fikirli.

No soy de mente cerrada.

Dar görüşlü değilim.

También podemos entrenar nuestra mente inconsciente

Şimdi, bilinçaltı zihninizi

Nos concentramos en una mente paciente.

Sabırlı bir zihin üzerine konsantre oluyoruz.

Llena todo su cuerpo y mente.

bütün zihninizi ve bedeninizi sardığını hayal edip buna inanabilirsiniz.

Ocurre en la mente del lector.

Asıl sihir okuyucunun zihninde gerçekleşiyor.

Todo me viene a la mente

insanın aklına her şey geliyor

Es como la mente del bosque.

Neredeyse ormanın zihni gibi.

No consigo sacarla de mi mente.

Onu aklımdan çıkaramıyorum.

Nunca me pasó por la mente.

- O hiç aklımdan geçmedi.
- O hiç aklıma gelmedi.

Mary lee para mejorar su mente.

Mary zihnini geliştirmek için okur.

No puedo sacarte de mi mente.

- Seni kafamdan atamıyorum.
- Seni aklımdan çıkaramıyorum.

¿Tienes en mente algo en particular?

Aklınızda özel bir şey var mı?

Tom siempre está en mi mente.

Tom her zaman aklımda.

- Sin imaginación la mente de uno es como una prisión.
- Sin imaginación la mente es como una prisión.
- Sin imaginación la mente de uno es como una cárcel.
- Sin imaginación la mente es como una cárcel.

Hayal olmadan, kişinin zihni bir hapishane gibidir.

Y ser presos de su propia mente,

olumsuz düşüncelerinin sürekli saldırdığı zihinlerinde

Cuando los pensamientos lleguen a tu mente,

Düşünceler aklınıza geldiğinde

Todo fue concebido por la mente humana.

Hepsi ilk olarak insanların akıllarında tasavvur edildi.

Puede ayudar a descargarlos de la mente.

uzaklaştırmayı ve o anda ortaya çıkmasını

Todos tenemos esta pregunta en mente, ¿verdad?

Hepimizin aklında bu soru var değil mi?

Pensarían que tu mente saldría de repente

aklın bir anda çıkıp gideceğini düşünürlerdi

Entonces una pregunta viene a mi mente

o zaman benim aklıma şöyle bir soru geliyor

Mi mente no podía con todo eso.

Zihnim tüm bunlarla başa çıkamıyordu.

Intenta reproducir la música en tu mente.

Kafanızda müziği yeniden oluşturmaya çalışın.

¿Es eso lo que tienes en mente?

- Aklınızda olan o mudur?
- Aklınızdaki o mudur?

Lo importante es tener esto en mente.

Önemli olan bunu akılda tutmak.

- Mantendré eso en mente.
- Tendré presente eso.

Onu aklımda tutacağım.

Dicen que el Zen cultiva nuestra mente.

Zen'in aklımızı işlediğini söylüyorlar.

Tenlo en mente para la próxima vez.

Bir dahaki sefere unutmayın.

¿Qué crees que él tiene en mente?

Onun aklında ne olduğunu düşünüyorsun?

Tom parece tener algo en su mente.

Tom'un aklında bir şey var gibi görünüyor.

Tom sostiene que puede leer la mente.

Tom insanların düşüncelerini okuyabileceğini iddia ediyor.

Descubrí que la mente cae en una trampa,

Zihnimizin içine düştüğü bir tuzağın var olduğunu buldum.

Ya tenemos una imagen definida en la mente

zihninizde çoktan bir resme sahip oluyorsunuz

No pueden ser halladas fuera de la mente".

zihnin dışında arayamayız.''

El estado en que se encuentre nuestra mente

Mutluluğumuz ve mutsuzluğumuza karar veren şey

Bien, ahora que tienen una carta en mente,

Pekala, şimdi aklınızda bir kart olduğuna göre,

Manejando cualquier cuerpo y mente que tengamos actualmente.

sahip olduğumuz beden ve akılla başa çıkmanın yollarını bulmalıyız.

La imagen realmente solo existe en tu mente.

Görsel gerçekten de sadece zihninizde.

"Sr. L, ¿toma medicamentos para aclarar su mente?"

"Sayın L, aklınızı toplamak için ilaç alıyor musunuz?"

Y ahora la mayor pregunta a la mente

ve şimdi akıllara ki en büyük soru

Esta es una pregunta en nuestra mente ahora

aklımızda ki bir soru da bu şimdi

Ahora un pensamiento puede ocurrir en tu mente

şimdi şöyle bir düşünce de oluşabilir kafanızda

Ten en mente lo que dije, por favor.

Lütfen söylediğimi aklında tut.

Mientras él hablaba, imágenes vinieron a mi mente.

O konuşurken, resimler aklıma geldi.

Solo una mente audaz podrá resolver este acertijo.

Sadece atak bir zihin bu bilmeceyi çözebilecek.

Tú pareces tener algo más en tu mente.

Aklında başka bir şey var gibi gözüküyor.

Tom parece tener su mente en otra cosa.

Tom, aklında başka bir şey varmış gibi görünüyor.

Eso es lo que Tom tenía en mente.

Tom'un aklında olan bu.

Era una muchacha muy religiosa de mente estrecha.

O dar görüşlü dindar bir kızdı.

Tenemos en mente llamar a nuestro hijo Tom.

Oğlumuza Tom adını vermeyi planlıyoruz.

Y muy diferentes en nuestra mente más externa.

ve zihnimizin üst seviyelerinde çok çok farklıyız.

Ella tenía en mente ir a la universidad.

O, üniversiteye gitmek için kararını verdi.

- Lo tendré en mente.
- Lo tendré en cuenta.

Bunu aklımda tutacağım.

La mente de Muiriel está en la cloaca.

Muiriel'in aklı olukta.

Nuestra mente se siente en paz, una paz mental.

aklımız uyumu, zihinsel uyumu hisseder.

Nuestro cerebro crea todas las facetas de la mente.

Zihninizin her yönünü beyniniz yaratır.

Y principalmente, debemos escucharnos y ser de mente abierta.

Ve her şeyden önce, birbirimizi açık fikirle dinleriz.

Me viene a la mente el caso de Filadelfia,

Şu anda ben, Charles Ramsey'in Philadelphia'da

Una idea, una pregunta, seguía viniéndome a la mente,

cevaplayamadığım bir düşüce, bir soru

Y en su mente, esas eran las únicas categorías.

Onun aklında bunlar var olan tek kategoriler.

"No, juez, no tomo medicamentos para aclarar mi mente.

"Hayır, aklımı toplamak için ilaç almıyorum.

Pero me vino a la mente, definitivamente lo intentaré

ama aklıma geldi bak mutlaka deneyeceğim

Mi mente se fue al dinero por un momento

Aklım bir an paralara gitti

¿Por qué nos viene a la mente esta pregunta?

Bu soru neden bizim aklımıza geliyor ?

No soy un artista. Nunca tuve mente para ello.

Ben bir sanatçı değilim. O işi iyi beceremem.

¿Por qué no nos cuentas qué tienes en mente?

Neden bize sadece aklından ne geçtiğini anlatmıyorsun?

Lo siento, pero mi mente estaba en otra parte.

- Üzgünüm, dalmışım.
- Kusura bakma, kafam başka bir yerdeydi.

La mente de los animales nos interesa mucho ahora,

Hayvan zihni bu günlerde bizim için çok önemli

- Se me ocurrió una buena idea.
- Me vino a la mente una buena idea.
- Una buena idea me vino a la mente.

Sadece iyi bir fikrim var.

La psicodelia permite que la mente inconciente se haga conciente.

Psikedelikler bilinçaltının bilinçli hâle gelmesini sağlar.

Cuando sabemos que tenemos una imagen predefinida en la mente,

Yani, zihninizde önceden oluşturulmuş bir resim olduğunu öğrendikten sonra

Si no tenemos la mente en paz o estamos inquietos,

Eğer zihnimiz huzursuz ve acı içerisindeyse,

Que me ayudaron a salir de mi mente puramente matemática

devam eden şeyler hakkında konuşmama yardımcı olacak

Verán cómo las palabras empiezan a fijarse en su mente,

kelimelerin aklınıza yerleştiğini fark edeceksiniz

Está tan grabado en nuestra mente y en la sociedad

hem zihnimize hem de toplumumuza öylesine işlemiş ki

Tenemos otra pregunta en mente: ¿Google es de buena fe?

Kafamızda diğer bir soru var.Google iyi niyetli mi?

No sé leer la mente. Tienes que decirme qué quieres.

Ben bir zihin okuyucu değilim. Ne istediğini bana söylemen gerekiyor.

La mente es un buen sirviente, pero un mal maestro.

Akıl iyi bir uşak fakat kötü bir efendidir.

Es difícil describir los poderes pre-verbales de la mente.

zihnin bu dil-öncesi güçlerini tanımlamak zor.

El ejercicio moderado refrescará tanto la mente como el cuerpo.

Orta dereceli egzersiz hem aklımızı hem bedenimizi tazeler.

Tom se preguntaba qué había en la mente de María.

Tom Mary'nin aklında ne olduğunu merak etti.