Translation of "Smith" in Turkish

- Smith reclamó el pago.
- Smith pidió que le pagaran.

Smith ödeme talep etti.

Adam Smith tenía razón.

Adam Smith haklıydı.

- Sí, mi nombre es Karen Smith.
- Sí, me llamo Karen Smith.

Evet, benim adım Karen Smith.

Tommie Smith y John Carlos

Tommie Smith ve John Carlos

Los Smith son nuestros vecinos.

Smith ailesi bizim komşumuzdur.

Éste es el señor Smith.

Bu Bay Smith.

El Sr. Smith ha llegado.

Bay Smith geldi.

Mi mujer era una Smith.

Karım bir Smith idi.

El señor Smith ha venido.

Bay Smith geldi.

Smith era un hombre honesto.

Smith dürüst bir adamdı.

Sí, me llamo Karen Smith.

Evet, benim adım Karen Smith.

Los Smith se mudaron a Ohio.

Smith ailesi Ohio'ya taşındı.

El Sr. Smith me enseña inglés.

Bay Smith bana İngilizce öğretmektedir.

El señor Smith estudia historia china.

Bay Smith Çin tarihi eğitimi aldı.

Era una Smith antes de casarse.

Evlenmeden önce bir Smith'ti.

Conozco a un tipo llamado Smith.

Ben Smith adında bir adam tanıyorum.

- Smith murió de un ataque al corazón.
- Smith se ha muerto de un ataque cardiaco.

Smith bir kalp krizinden öldü.

¿La señora Smith es profesora de inglés?

Bayan Smith bir İngilizce öğretmeni midir?

El Sr. Smith no habla inglés, ¿verdad?

Bay Smith İngilizce konuşmaz, değil mi?

La familia Smith vive en mi barrio.

Smith'ler benim mahallemde yaşıyor.

Ese hombre alto es el Sr. Smith.

O uzun boylu adam Bay Smith'dir.

El señor Smith está limpiando el cuarto.

Bay Smith odasını temizliyor.

La señora Smith es nuestra profesora de inglés.

Bayan Smith bizim İngilizce öğretmenimizdir.

El Sr. Smith debería haber dicho la verdad.

Bay Smith gerçeği söylemeliydi.

El Sr. Smith es un conocido de ella.

Bay Smith onun bir tanıdığı.

Deberías mantenerte en contacto con el señor Smith.

Bay Smith ile teması sürdürmelisin.

Vino un Señor Smith mientras tú no estabas.

Siz dışardayken Bay Smith diye biri geldi.

El Sr. Long y el Sr. Smith hablaron.

Bay Long ve Bay Smith birbirleriyle konuştu.

El hombre parado allí es el señor Smith.

Orada duran adam Bay Smith.

El visitó al profesor Smith en su colegio.

O, üniversitesinde Profesör Smith'i ziyaret etti.

La policía inspeccionó la casa de Tom Smith.

Polis,Tom Smith'in evini araştırdı.

Al Sr. Smith le quieren todos sus estudiantes.

Bay Smith bütün öğrencileri tarafından sevilir.

El Sr. Smith es ahora presidente de esta compañía.

Bay Smith şimdi bu şirketin başkanı.

El señor Smith es una persona agradable de escuchar.

Bay Smith tatlı dilli bir insandır.

El Sr. Smith fundó esta escuela hace cuarenta años.

Bay Smith bu okulu kırk yıl önce kurdu.

Hace tres años, el señor Smith vivía en Kioto.

Bay Smith üç yıl önce Kyoto'da yaşadı.

Robert Smith es el cantante del grupo The Cure.

Robert Smith The Cure grubunun solistidir.

La señora Smith va a la iglesia en coche.

Bayan Smith kiliseye arabayla gider.

Ayer vi a la señora Smith en el teatro.

Dün Bayan Smith'i tiyatroda gördüm.

Una fiesta de despedida fue hecha para el señor Smith.

Bay Smith için bir veda partisi düzenlendi.

El Señor Smith es del agrado de todos los alumnos.

Bay Smith bütün öğrenciler tarafından sevilir.

La señora Smith me pidió que fuera a la ciudad.

Bayan Smith kente gitmemi istedi.

Sra. Smith, me gustaría presentarle un amigo mío, Pierre Dubois.

Bayan Smith, benim bir arkadaşım Pierre Dubois tanıtmak istiyorum.

El mayordomo anunció al Sr. y a la Sra. Smith.

Uşak Bay va Bayan Smith'i haber verdi.

A Boone Smith le gusta meterse al espacio de los leopardos.

Boone Smith parsların zihniyetini incelemeyi seviyor.

Es que nadie se comportó como Adan Smith lo hubiera predicho.

herkes Adam Smith'in öngördüğü gibi davranmadı.

El Sr. Smith tenía tres hijos que se convirtieron en ingenieros.

Bay Smith'in mühendis olan üç oğlu vardı.

El Sr. Smith no se ha presentado todavía aunque prometió hacerlo.

Bay Smith, söz verdiği hâlde henüz dönmedi.

El médico le dijo al señor Smith que dejara de fumar.

Doktor Bay Smith'e sigarayı bırakmasını söyledi.

A todos los estudiantes de la clase les gusta la señora Smith.

Sınıftaki tüm öğrenciler Bayan Smith'i severler.

Se podría decir que la señora Smith es una adicta a la televisión.

Smith Hanımın televizyon bağımlısı olduğunu söyleyebilirsiniz.

- El Señor Smith tiene el hábito de salir a caminar todas las mañanas.
- El Señor Smith tiene la costumbre de hacer una caminata todos los días en la mañana.

Bay Smith her sabah yürümeyi bir kural olarak benimsiyor.

No es ninguna exageración decir que la señora Smith es adicta a la televisión.

Bayan Smith'in TV'ye bağımlı olduğunu söylemek bir abartı değil.