Examples of using "John" in a sentence and their turkish translations:
John.
Sen John'mısın?
Hey, John.
Ben John.
Benim adım John.
John nerede?
Buraya gel, John.
John'u sev.
Seni ziyaret edeceğim, John
John nerede yaşıyor?
John akıllı.
John sıkı çalışır.
John dikkatle dinledi.
Sen John'sun.
John Amerikalı bir çocuk.
John benim küçük erkek kardeşim.
John dün Japonya'ya geldi.
John işe aşina.
- Merhaba, John! Nasılsın?
- Merhaba, John! Nasılsınız?
John benim yeğenimdir.
Çorbanı iç, John!
Merhaba John, nasıl gidiyor?
Yemin ederim, John.
Benim adım John.
John " Bu doğru"diye konuştu.
John'un geleceğini umuyorum.
- John'ın iki oğlu var.
- John'ın iki oğlu vardır.
- John'un iki oğlu var.
John bir kitap rafı yaptı.
John bir kitaplık yaptı.
- Ben John'um.
- Bana John derler.
John'ı mutlu ettim.
John'dan başka herkes geldi.
John oraya yalnız gitti.
John sınavı geçti.
John bir polis oldu.
John şu an müsait mi?
John oraya yalnız gitti.
John pencereyi kırdı.
John burada değil.
John'ın bir dolma kalemi var.
John arabayı çalıştırdı.
John benim tavsiyemi göz ardı etti.
John pazara gider.
John, bana gel!
Sue ve John evlenmeye karar verdiler.
John'un yanına oturdum.
Onlar John'ı kulüpten dışladılar.
John'u kaptan olması için seçtik.
John, Japonya'da yapılmış bir arabaya sahiptir.
Benim adım John.
Tommie Smith ve John Carlos
John ve Ann birbirlerini seviyorlar.
John Lennon 1940 yılında doğdu.
- John'u kaptan olarak seçtik.
- Biz kaptan olarak John'u seçtik.
John hariç, onların hepsi geldi.
John bugün görevde.
John Mary'yi ayağa kaldırdı.
O John'un elması.
Ben John geldiğinde çıkacağım.
John Kennedy ne zaman öldürüldü?
Tom bana John'u hatırlatıyor.
John, New York'ta oturuyor.
Sue ve John evlenmeye karar verdiler.
John matematikte iyidir.
Tüm kalbimle, John.
John'la konuşmak istiyorum.
Onlar oğullarına John adını verdiler.
Onların erkek çocuğunun adı John.
John son zamanlarda çok kilo aldı.
John odasına koşarak geldi.
John gelir gelmez gidelim.
Tom ve John kardeştir.
John kafasını suyun üzerinde tuttu.
Tom ve John kardeş gibi görünüyor.
John havaalanında.
John iyi bir arkadaştır.
John'u ikna etmek zordur.
John bir diğer büyük oyuncu idi.
John yarın bizi görmeye gelecek mi?
John köpeğiyle eğlenir.