Examples of using "Princesa" in a sentence and their turkish translations:
Sen benim prensesimsin.
Seni bir prenses olarak düşünüyorum.
Bir zamanlar güzel bir prenses varmış.
O, prensesi kurtardı.
O bir prenses olmayı hayal ediyordu.
Prenses rolünü kim oynayacak?
O, prensesi kurtarmak zorundaydı.
Sen bana bir prenses olduğumu söylemiştin.
Prenses yemek pişirmeye düşkündü.
Bir zamanlar, güzel bir prenses yaşıyordu.
- Bir prenses olduğunu hayal etti.
- Rüyasında bir prenses olduğunu gördü.
Prenses, iksiri içme.
Herkes ona bir prenses gibi davrandı.
Prenses rolünü kim oynayacak?
Prenses, anında prense aşık oldu.
O güzel bir prensese aşık oldu.
Prenses altın bir taç takıyor.
Mario prensesi kurtaramadı.
Prenses büyük bir kalede yaşıyor.
Gerda "O bir prensesle mi yaşıyor?" diye sordu.
Hiç kimse prensesi güldüremedi.
Prenses rolünü kim oynamak ister?
Mary bir prenses gibi davranılmasını istiyor.
Kız kardeşin sanki bir prenses kadar asil görünüyor.
Kralın kızı bir prensestir.
Mary bir masal prensesi.
Prenses köpekbalığı tarafından yenildi.
Prenses basit bir çoban kılığına girdi.
Çok yakışıklı bir prens istisnai güzel bir prensesle tanıştı.
Savaşçı senin için öldü, benim tatlı prensesim.
Saray prenses için yaldızlı bir kafes oldu.
Prensesi karşılamak için bayraklar salladılar.
Nihayet, Mario prensesin sevgisini kazanmayı başardı.
Prenses, ejderhanın beslenmesi için göle gönderildi.
O, anaokulundayken, bütün erkek çocukları ona "prenses" derdi.
Cesur şövalye, güzel prensesi kötü ejderhadan kurtardı.
Yunanistan Prensesi Alice sağırdı ve üç dilde dudak okuyabilirdi.
Ancak prenses odasında barikat kurdu ve çıkmadı.
Prens ve prenses tezahürat yapan kalabalığın içinden geçtiler.
Bir zamanlar sarışın bir prensese aşık olan şişman, çirkin bir köylü vardı. Bir gün, Prenses çirkin, şişman köylüyü öptü ve o büyüyle ince, yakışıklı bir prense dönüştü. Sonunda o bu şekilde onu gördü. Sonunda bu şekilde hissetti.