Examples of using "Prevenir" in a sentence and their turkish translations:
Bugünün işini yarına bırakma.
Korkulu rüya görmektense uyanık yatmayı yeğlerim.
Sorunu büyümeden halletmeli.
ortaya başka bir çelişki atmama izin verin.
hastalıkları önleme, zayıf düşüren rahatsızlıkları iyileştirme,
önlemenin bir yolu ise yok
Korunma tedaviden daha iyidir.
- Tom'u uyarmak zorundayız.
- Tom'u uyarmamız gerekiyor.
- Tom'u uyarmalıyız.
Hastalığı önleyebilir miyiz?
Kırışıklıkları nasıl önleyeceğini bilmek istiyor musun?
Aşılar çocukluk hastalıklarını önlemeye yardımcı olur.
balık stoklarında çöküşü önlemeye yardımcı oluyor
Soğuk algınlığını önlemek için pencereyi kapat.
Kedimin kuşları öldürmesini nasıl önleyebilirim?
Hızlı nüfus artışını önlemeliyiz.
- Hava kirliliğini önlemek için önlemler almalıyız.
- Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almak zorundayız.
- Hava kirliliğini önlemek için adımlar atmak zorundayız.
O, söylentinin yayılmasını engellemeye çalıştı.
Aktivistler yoksul ülkelerdeki hastalığı önlemeye çalışırlar.
ortaya çıkmaması için yatırım yapmaya teşvik etmiş olmuyoruz
Tom'u uyarmamız lazım.
Hastalığın hızlıca yayılmasını önlemek kolay bir görev değildi.
Yunanistan mali sisteminin çökmesini önlemek için radikal tedbirler alıyor.
Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.