Translation of "Déjenme" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Déjenme" in a sentence and their turkish translations:

Déjenme explicarles.

İzin verin açıklayayım.

Déjenme mostrarles.

Göstereyim.

Déjenme contarles cómo pasó.

Nasıl olduğunu anlatayım.

Déjenme darles algunos ejemplos.

Size bazı örnekler vereyim.

Déjenme darles unos ejemplos.

Size birkaç örnek vermeme izin verin.

Déjenme que les pregunte:

Size bir soru sorayım o zaman.

Déjenme contarles una historia.

Size bir hikâye anlatayım.

Déjenme trazarles una foto

Sizin için bir resim çizeyim,

Chicos, déjenme preguntarles algo.

Millet size bir şey sormama izin verin.

Déjenme poner un ejemplo concreto.

Somut bir örnek vereyim.

Déjenme prevenir mediante otra contradicción

ortaya başka bir çelişki atmama izin verin.

Déjenme contarles lo que hice hoy.

Bugün ne yaptığımı sana söyleyeyim.

Déjenme hablarles de algunos de los costos

Öğrencilerimizin potansiyellerinden

Déjenme contarles sobre el hambre de Priya.

Priya'nın açlığını anlatayım.

Déjenme contarles sobre el manual del antidirector.

Size bu anti CEO kitabının ne olduğunu anlatayım.

Bueno, déjenme presentarles a mi amiga Cayla.

Şimdi size arkadaşım Cayla'yı tanıtayım.

- Déjame decirte algo.
- Déjenme decirles una cosa.

Sana bir şey söyleyeyim.

Déjenme explicarles lo que quiero decir con eso.

Bundan ne kastediyorum açıklayayım.

Déjenme darles algunos ejemplos de cómo funciona esto.

Bunun nasıl olduğu hakkında bir örnek vereyim.

Así que déjenme plantear esto de manera diferente.

O zaman farklı yaklaşmama izin verin.

Para aquellos que no saben, déjenme contarles una ronda

bilmeyenler için şöyle anlatayım bir yuvarlak olur

Pero primero, déjenme que les cuente algo sobre una paciente.

Fakat ilk önce size bir hastamdan bahsedeyim.

- Déjame llamar a mi abogado.
- Déjenme llamar a mi abogado.

Avukatımı aramama izin ver.

Déjenme darles tres ejemplos más de lo que esta tecnología puede hacer.

Bu teknolojinin neler yapabileceğine dair üç örnek daha vermek istiyorum.

- Ya que estoy aquí, déjame ayudarte.
- Dado que estoy acá, déjenme ayudarlos.

Mademki buradayım, sana yardım edeyim.

Ahora todos están dando un mensaje social, déjenme dar uno a la vez

şimdi herkes sosyal mesaj veriyor bir tanede ben vereyim o zaman