Translation of "Persiguen" in Turkish

¿Qué persiguen ellos?

Onlar neyin peşindeler?

No persiguen humanos para morderlos deliberadamente,

İnsanları kovalayıp kasten ısırmaya çalışmazlar

Algunas personas solo persiguen el placer.

Bazı insanlar sadece zevklerinin peşine düşerler.

¿Por qué persiguen los perros a las ardillas?

Köpekler neden sincapları kovalar?

Es difícil ver a los demonios que la persiguen.

Ona musallat olan iblisleri görmesi zordur.

Hasdrubal sólo puede observar mientras los romanos persiguen vigorosamente a su flota.

Hasdrubal bu esnada filosunu azimle kovalamakta olan Romalıları izleyebiliyor.

- Le persiguen los acreedores.
- Sus acreedores andan detrás de él.
- Sus acreedores lo están buscando.

Alacaklıları onun peşinde.