Examples of using "Permitido" in a sentence and their turkish translations:
- Bu izinli değil.
- Buna müsaade yok.
Öfkemi ifade etmeme izin verilirdi.
Oraya giremezsin.
Bu yasak.
Sanırım buna izin var.
Sadece öğrenciler kabul edilir.
Alkol almama izin verilmez.
Buna izin verilmemeli.
- Burada balık tutmak yasak.
- Burada balık tutmaya izin verilmez.
Sen burada park edemezsin.
Burada takılmamıza izin verdiğin için teşekkürler.
O odaya girmene izin verilmez.
Bu nehirde yüzmeye izin verilmez.
Benim fark edilmemi ve tanınmamı sağlayan bir fırsat.
DNA örneklerinin saklanmasına izin verilmemelidir.
Bugün ona tatlı bir şey yemesi için izin verilmiyor.
Tom'un şekerleme yemesine izin verilmediğini düşündüm.
Tom'un ziyaretçi almasına izin verilmediğini düşündüm.
Köpekleri bu binaya getirmene izin verilmez.
Okuldan izin verilmedi
kucağında bir kaç güzel gün geçirmenizi dilerim" dedi.
Mareşal Murat'tan düşmanın kaçmasına izin verecek
- Burada fotoğraf çekebilir miyiz?
- Burada fotoğraf çekmek için iznimiz var mı?
Kendileri için çalışmak üzere serbest bırakıldılar.
Oraya giremezsin.
Bu gelişmeler, bu ve bunun gibi keşifler yapmamızı sağladı.
Tom'a bildiği her şeyi Mary'ye söylemesine izin verilmedi.
Hiç kimsenin oraya gitmesine izin verilmiyor.
Massachusetts'te bir adamın, karısının büyükannesi ile evlenmesine izin verilmez.
Ve savaşın sonunda, her şey bittiğinde, kralına katılmasına
Bu restoranda sigara içilmesine izin verilmiyor.