Examples of using "Permitió" in a sentence and their turkish translations:
Kendi sözlüğünü kullanmam için bana izin verdi.
Para onu özgürleştirdi.
Tom tutuklunun kaçmasına izin verdi.
Erken gitmesi için izin verildi.
Polis ona orada park etmesi için izin verdi.
Birincisi, karmaşık hayatın evrimleşmesine imkan sağladı.
Öğretmen onun eve gitmesi için izin verdi.
Babam yüzmeye gitmeme izin verdi.
O, kızını görmeme izin verdi.
Onun yüksek maaşı onun konfor içinde yaşamasını sağladı.
Noel kutlamamıza asla izin verilmedi.
Babam onunla evlenmeme izin vermedi.
Öğretmen çocuğun eve gitmesine izin verdi.
- Tom açıklamak istedi ama Mary ona izin vermedi.
- Tom açıklamak istedi fakat Mary ona izin vermedi.
Hastalık, beni toplantıya katılmaktan alıkoydu.
Babaları yalnız sinemaya gitmelerine izin vermedi.
Öğretmenimiz çalışma sırasında sözlük kullanmamıza izin verdi.
bu sayede de dengeli bir dönüş ekseni eğikliğinin yanı sıra,
Ama bu, avukatlarının Yüksek Mahkemeye gidip
İyi sağlığı onun yetmiş beş yaşına kadar çalışmasına olanak sağladı.
Tom araba sürmek istedi fakat o sarhoş olduğu için, Mary ona izin vermedi.
Odadan çıkmama izin verdi.
Davout'un birliklerini ustaca idare etmesi, Üçüncü Kolordu'nun Prusya saldırısını püskürtmesini sağladı.
Mary Tom'un elini öpmesine izin verdi.
Restoran sahibi tüm köpeklerini beslemesi için onun masa kırıntılarını eve götürmesine izin verdi.
O, malı almadan önce satıcının onu test etmesine izin vermediğinde bir şeyin yanlış olduğundan şüphelenmeye başladı.