Translation of "Mezquita" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Mezquita" in a sentence and their turkish translations:

Vamos a la mezquita

gelelim cami oluşuna

¿Esto es una mezquita?

Bu bir cami mi?

- Los terroristas atacaron una mezquita.
- Los terroristas han atacado una mezquita.

Teröristler bir camiye saldırdılar.

¡No! Debe ser una mezquita

hayır! Cami olmalı

Los terroristas atacaron una mezquita.

Teröristler bir camiye saldırdılar.

Haré una mezquita nuevamente, las discusiones como una mezquita siempre deben llevarse a cabo

tekrar cami yapacağım, cami olmalı gibi tartışmalar hep yapıldı

Vamos a la mezquita de nuevo.

gelelim tekrar cami oluşuna

Entonces se convirtió en una mezquita

bu yüzden camiye çevrilmişti

Hicimos a Hagia Sophia una mezquita

Ayasofya'yı cami yaptık

Tengo que ir a la mezquita.

Camiye gitmek zorundayım.

La mezquita necesita un nuevo imám.

Camiye yeni bir imam gerekiyor.

Los terroristas han atacado una mezquita.

Teröristler bir camiye saldırdılar.

No está mal volver a utilizar un lugar utilizado como mezquita durante 600 años como mezquita

600 yıl cami olarak kullanılan bir yerin tekrar cami olarak kullanılması yanlış değil

¿Por qué se construye la mezquita ahora?

neden şimdi cami yapıldı

¿Por qué se construyó la mezquita ahora?

neden şimdi cami yapıldı?

Correríamos a casa no a la mezquita

camiye değil eve koşardık

¿Has orado en una mezquita alguna vez?

- Hiç camide namaz kıldın mı?
- Camide namaz kıldın mı hiç?
- Camide hiç ibadet ettin mi?

¿Está mal construir la mezquita de Hagia Sophia?

Ayasofya'nın cami yapılması yanlış karar mı?

Entonces, ¿por qué se construye la mezquita ahora?

daha sonra da neden şimdi cami yapıldı ona bir bakalım

Como no había mezquita en 1453 y también se convirtió en una mezquita para el espectáculo de poder, Hagia Sophia

1453 yılınca cami olmadığından ve aynı zamanda da güç gösterisi için camiye çevrilen Ayasofya

Esto es una casa y eso es una mezquita.

Bu bir ev, şu ise camidir.

Tampoco había mezquita, ya que fue conquistada y era necesaria

aynı zamanda yeni fethedildiği için bir cami yoktu ve camiye ihtiyaç vardı

Además, la mezquita de Hagia Sophia fue construida hace unos meses.

üstelik bir kaç ay önce Ayasofya cami yapılsın önergesine

Un grupo de cabezas rapadas se reunió cerca de la mezquita.

Bir grup dazlak caminin yakınında toplandı.

Simplemente haciendo la mezquita aquí sin dañar los valores islámicos que quiero

sadece istediğim İslami değerlere zarar verilmeden buranın cami yapılması

Cuando miramos los viejos edificios de la mezquita, no encontramos muchas cúpulas. rara vez existe

eski cami yapımlarına baktığımız zaman kubbelere çok fazla rastlamıyoruz. Nadiren var

Después de conquistar Estambul en 1453, se convirtió en una mezquita por orden de Fatih Sultan Mehmet.

1453 yılında İstanbul fethedildikten sonra Fatih Sultan Mehmet'in emriyle camiye çevrildi

Pero después de que Hagia Sophia es una mezquita, es una tradición hacer una cúpula a las mezquitas.

fakat Ayasofya camiye çevrildikten sonra artık camilere kubbe yapmak bir gelenek haline geliyor

¡Adiós, Constantinopla famosísima! ¡Pera y Permas, adiós! ¡Adiós, escala, Chifutí y aun Guedí! ¡Adiós, hermoso jardín de Visitax! ¡Adiós, gran templo que de Santa Sofía sois llamado, puesto que ya servís de gran mezquita! ¡Tarazanas, adiós, que os lleve el diablo, porque podéis al agua cada día echar una galera fabricada desde la quilla al tope de la gavia, sin que le falte cosa necesaria a la navegación!

Elveda ey şanlı İstanbul! Elveda Pera ve Permas! Elveda iskele, Çıfıt Çarşısı ve de Gedikpaşa! Güzel hasbahçe, elveda! Şimdi büyük bir cami olarak kullanılan ulu mabet Ayasofya, elveda! Tersaneler, elveda! Şeytan görsün yüzünüzü! Artık her gün denize indirebilirsiniz karinadan yelkene seyir için gerekli her şeyi hazır bir kadırga!