Examples of using "Llueve" in a sentence and their turkish translations:
Yağmur yağıyor.
Şiddetli yağmur yağıyor.
Çok az yağmur yağıyor.
Hâlâ yağmur yağıyor.
Orada yağmur yağar.
Hava bugün yağmurlu.
Orada neredeyse hiç yağmur yağmaz.
Sanki gök delindi.
Burada çok fazla yağmur yağmaz.
Yağmur yağarsa beni ara.
Burada neredeyse hiç yağmur yağmaz.
- Hava yağmurlu.
- Yağmur yağıyor.
Kesintisiz yağmur yağıyor.
Yağmur yağarsa, beni ara.
Yağmur yağmazsa.
- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor.
Artık yağmur yağmıyor.
Hiç yağmur yağmaz.
Bu gece şiddetli yağmur yağıyor.
Eğer yağmur yağarsa kalacağım.
- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Sağanak şeklinde yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.
- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.
Yağmur yağarsa, lütfen beni arayın.
İlkbaharda burada çok yağmur yağar.
Her zaman yağmur yağıyor.
Haziranda çok yağmur yağar.
Şimdi şiddetli yağmur yağıyor.
Almanya'da çok yağmur yağar mı?
Burada sık sık yağmur yağar.
Okinawa'ya çok yağmur yağar.
Bugün kesinlikle yağmur yağacak.
Eğer yağmur yağarsa kalacağım.
Yağmur yağmazsa, dışarı gidelim.
Ya yağmur yağarsa ne yaparız.
Yağmur yağarsa ne yaparsın?
Her seferinde daha fazla yağmur yağıyor.
Geçen perşembeden beri yağmur yağıyor.
Yağmur yağarsa gidişimi ertelerim.
Diyelim ki yağmur yağdı, ne yapacağız?
Yağmur yağsa bile, başlayacağım.
- Eğer yağmur yağarsa, o gelmez.
- Eğer yağmur yağarsa o gelmeyecek.
Son zamanlarda sürekli yağmur yağıyor.
Sonbaharın başlarında yağmur yağar.
- Yağmur şehrin üzerine usul usul dökülüyor.
- Yağmur şehre usul usul yağıyor.
Yazın burada çok yağmur yağar.
Yağmur yağıyorsa beni beklemeyin.
Yarın yağmur yağarsa, gitmeyeceğim.
Yağmur yağarsa, lütfen beni arayın.
- Yarın yağmur yağarsa evde kalacağım.
- Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım.
Yağmur yağarsa maç ertelenecek.
Yağmur yağdığında, o hüzünlenir.
Yağmur yağdığında, otobüse biner.
Yağmur yağıyorsa bu gece dışarı çıkmam.
Eğer yağmur yağarsa,gezi iptal edilecek.
Bölgede neredeyse hiç yağmur yağmaz.
Haziranda her gün yağmur yağar.
İki aydır yağmur yağmadı.
Yağmur yağdığında sokakları sel bastı.
- Yağmur yağarken dışarı çıkmayı sevmem.
- Yağmur yağıyorken dışarı çıkmayı sevmem.
Yarın yağmur yağarsa, o buraya gelmez.
Yarın yağmur yağarsa, oraya araba ile gideriz.
Japonya'da haziran ayında çok yağmur yağar.
Yağmur yağarken bu caddeyi geçmekten kaçının.
Yağmur yağarsa evde kalacağım.
Burada ne sıklıkta yağmur yağar?
Belki yarın yağmur yağmayacak.
Bir süreliğine bekle bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor.
Yağmur nerede?
Şubatta Brezilya'da bol yağış olur.
Burada çok sık yağmur yağmaz.
Yağmur yağarsa ne yapacaksın?
Yağmur yağarsa evde kalırız.
Yağmur yağdığı zaman hariç her gün yürürüm.
Her yağmur yağdığında çatı sızdırır.
Yağmur ya da kar yağdığında her zaman botlarımı giyerim.
Yarın yağışlı olursa maç ertelenir.
Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim.
Yarın yağmur yağarsa, evde kalır mısın?
Yağmur yağsa bile oyun oynanacak.
Yağmur yağdığı zamanlar dışında her gün yürüyüşe çıkıyorum.
Bugün yağmur yağması gerekiyor, değil mi?