Examples of using "Lloraba" in a sentence and their turkish translations:
Ağlıyordum.
O tek başına ağlıyordu.
O, acı içinde bağırdı.
Açlıktan ağlıyordu.
O acıdan dolayı ağlıyordu.
O, hikayeyi duyduğunda ağladı.
Ben ağlarken beni tuttu.
Ona niçin ağladığını sordu.
Lyusya, Mahler'i dinlerken ağladı.
Çocuk bana niçin ağladığını söyledi.
Mary'ye neden ağladığını sorduk.
Tom, Mary'nin niçin ağladığını bilmiyor.
En küçük şeylere bile her gün ağlıyordum
Tom Mary'ye niçin ağladığını sordu.
Prens küçük kıza neden ağladığını sordu.
Çocuğun başında büyük bir yumru var. O kadar çok ağlamasına şaşmamalı.
O, ona niçin ağladığını sordu fakat o cevap vermedi.
O, mektubu okurken ağladı.
- O mektubu okurken ağladı.
- O, mektubu okurken ağladı.
Tom Mary'den aldığı mektubu okurken ağladı.
Okulda İngilizce öğrenmek zorunda kaldığımda zaman zaman tüm düzensizlik ve garip kurallardan yakınırdım.