Examples of using "Sola" in a sentence and their turkish translations:
O yalnız görünüyordu.
Onu yalnız bırakalım.
Yalnız mı yaşıyorsun?
Onu yalnız bırakın.
Onu yalnız bırakın.
Burada yalnız mıydın?
Yalnız mısın?
- Yalnız seyahat ediyorum.
- Yalnız geziyorum.
- Yalnız yolculuk ediyorum.
Yalnız da değil.
Yalnız çalışır.
O tek başına ağlıyordu.
O tek başına geldi.
- O yalnız yaşıyor.
- O tek başına yaşar.
Mary tek başına geldi.
Beni yalnız bırak, tamam mı?
Yalnız değilsin.
Hâlâ yalnızım.
Ben yalnız seyahat etmek istiyorum.
Tek başıma ders çalışıyordum.
Burada yalnızım.
- Burada yalnız mısın?
- Burada yalnız başına mısın?
Yalnız olmak istiyorum!
Yalnızım.
Yalnız da değil.
Ve yalnız değildim.
Kız yalnız.
Makine kendi kendine çalışır.
O yalnız görünüyor.
O, orada yalnızdı.
Beni yalnız bırak, lütfen.
O, yalnız olmak istedi.
- Yumi oraya yalnız gitti.
- Yumi oraya tek başına gitti.
Niçin yalnızsın?
O çok yalnız.
Yalnız olmak istedim.
Muhtemelen yalnız olmak istersin.
Artık yalnız değil.
- Yalnız yürümeyi sever.
- O yalnız yürümekten hoşlanır.
O, bizim onu yalnız bırakmamızı istedi.
- Yalnız mısın?
- Yalnız mısınız?
Orada tek başıma yaşıyorum.
Yalnız olmamalısın.
- Çok yalnız hissediyorum.
- Yapayalnız hissediyorum.
Yalnız olmayı severim.
Yalnız mıydın?
Kendimi savunabilirim.
Beni yalnız bırakın.
O yalnız yürümekten hoşlanır.
O, kendi başına uyandı.
Tek başıma gideceğim.
Evde yalnız mısın?
Neden kendi başına konuşuyorsun?
O, yalnız olmayı sever.
O istemeden tek başına gitti.
O, yalnız seyahat etmekten korkardı.
- Beni yalnız bırakma.
- Beni yalnız bırakmayın.
- Yalnız yürümeyi sever.
- O yalnız yürümekten hoşlanır.
Tek bir dil yeterli olmazdı.
Annenin dönüp onu bulması gerek. Tek başına.
Ancak bunu tek başıma yapamazdım.
- Mum kendiliğinden söndü.
- Mum kendi kendine söndü.
Nancy yalnız bir yolculuğa çıktı.
O, tüm evi kendi başına temizledi.
O, onun hepsini kendi yaptı.
- Bir felaket, tek başına asla gelmez.
- Felaketler hep peş peşe gelirler.
O, burada tek başına kaldı.
Tamam, seni yalnız bırakırım.
Onu sadece bir kez kullandım.
Bu tabloyu kendi başına taşıdı.
O tek başına gitmemeli.
O yalnız olduğunu söylüyor.
Mayuko yalnız yaşamaya dayanamaz.
O, tek başına dışarı çıkmamaya söz verdi.
O, işi tek başına yaptı.
Tom'un sadece bir bacağı var.
Seni burada yalnız bırakamam.
Tom, Mary'yi yalnız bıraktı.
Neden onu tek başına bıraktın?
Tom beni yalnız bırakmayacak.
Bunu yalnız mı yaptın?
O kendini oldukça yalnız hissediyordu.