Translation of "Llevaran" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Llevaran" in a sentence and their turkish translations:

Hice que llevaran mi maleta a mi habitación.

Valizimi odama taşıttım.

La niña insistió para que la llevaran al zoológico.

Kız hayvanat bahçesine götürülme konusunda ısrar etti.

Caminé por la ciudad adondequiera que me llevaran mis pies.

Kasabada ayaklarımın beni götürdüğü yerde dolaştım.

Por el contrario, si lo llevaran al estado, en realidad obtendrían mucho más dinero.

Aksine devlete götürseler aslında çok daha büyük paralar alacaklardı

Se suponía que Tom y Mary llevaran a su perro al veterinario esta mañana.

Tom ve Mary'nin bu sabah köpeklerini veterinere götürmeleri gerekiyordu.

A continuación, Napoleón necesitó que se llevaran rápidamente a Ratisbona y, como de costumbre, se volvió hacia Lannes.

Daha sonra Napolyon'un Regensburg'un bir an önce alınması gerekiyordu ve her zamanki gibi Lannes'a döndü.