Examples of using "Llegaste" in a sentence and their turkish translations:
Ne zaman geldin? Bugün mü geldin?
Buraya erken geldin.
Buraya çabuk ulaştın.
Erken geldin.
Buraya geç kaldın, değil mi?
Zamanında vardın.
Oraya ne zaman geldin?
Buraya ne zaman geldiniz?
- Sen çok erken geldin.
- Çok erken geldin.
İşe geç kaldınız.
- Neden geç kaldın?
- Niçin geç kaldın?
Niçin erken geldin?
Oraya zamanında vardın mı?
Çin'e ne zaman vardın?
Sen beşte geldin.
Ne zaman geldin?
Boston'a ne zaman vardın?
Kyoto'ya ne zaman vardın.
Eve ne zaman vardın?
ula yapak biti beslenir mi?
- Oraya saat kaçta vardınız?
- Oraya ne zaman vardın?
Bu sonuca nasıl vardın?
Okula nasıl geldin?
Bu sonuca nasıl vardın?
O fikri nasıl ortaya attın?
- Onlardan önce vardın.
- Sen oraya onlar varmadan önce vardın.
Ne zaman vardın?
Neden bu sabah geç kaldın?
Neden erken geldiğini merak ediyordum.
Onu tanımak için ne zaman ve nereye geldin?
Sen geldiğinde hâlâ burada mıydı?
Ölmek kolaydı, ama sen vardın.
Nasıl oldu da onu tanıdın?
Niçin eve çok geç geldin?
O kişiyle nasıl tanıştın?
Sen gelene kadar eğleniyorduk.
Bütün bu parayla nasıl geldin?
Uzun süre bekledik ama gelmedin.
Nasıl bir polis memuru oldun?
Nasıl Tom'un menajeri oluverdin?
Londra'ya ne zaman vardınız?
Tam doğru zamanda geldin.
Orada nasıl yataktan kalktın?
Her şeyden önce, oraya nasıl vardığını bana anlatmanı istiyorum.
Ne kadar uzağa gittin?
çocuklarla yarışıyorsunuz belli bir yere gelmişsiniz ve arkadan şu ses
Sen eve gittiğinde, annen ne yapıyordu?
Bu sabah buraya saat kaçta geldin?