Translation of "Llévate" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Llévate" in a sentence and their turkish translations:

Llévate a Tom.

Tom'u al.

- Coge mi coche.
- Llévate mi coche.

Arabamı al.

- Llévate estos de aquí.
- Quédate con estos.

Al bunları.

Si vas al cine, llévate a tu hermana.

Sinemaya gidersen, kız kardeşini birlikte götür.

Llévate un jersey para no pillar un resfriado.

Yanına bir kazak al böylece üşütmezsin.

Llévate el paraguas en caso de que llueva.

- Yağmur ihtimaline karşı şemsiyeni yanına al.
- Yağmur yağması ihtimaline karşı şemsiyeni yanına al.

Llévate un paraguas por si se pone a llover.

Yağmur yağmaya başlar diye yanına bir şemsiye al.

- Traeme un plato limpio y llevate el sucio.
- Tráeme un plato limpio y llévate el sucio.

Bana temiz bir tabak getir ve bu kirli tabağı alıp götür.

- Por favor llévate a Tom contigo.
- Por favor anda con Tom.
- Por favor vaya con Tom.
- Por favor ve con Tom.

Lütfen Tom'u yanında götür.