Translation of "Resfriado" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Resfriado" in a sentence and their turkish translations:

- Estoy resfriado.
- Estoy acatarrado.
- Me he resfriado.

Üşütmüşüm.

- Estoy resfriado.
- Tengo un resfriado.
- Estoy acatarrado.

- Nezlem var.
- Soğuk algınlığım var.

- Cogí un resfriado terrible.
- Me agarré un resfriado.

- Ben kötü bir soğuk almışım.
- Kötü bir soğuk algınlığına yakalandım.
- Çok fena nezle oldum.

Me he resfriado.

Beni soğuk algınlığı yakaladı.

- Me he resfriado.
- Me agarré un resfriado.
- Pesqué un resfrío.

Ben üşüttüm.

Cogí un resfriado terrible.

- Kötü bir soğuk algınlığına yakalandım.
- Çok fena nezle oldum.

Yo tengo un resfriado.

Benim kötü bir soğuk algınlığım var.

Estoy cogiendo un resfriado.

- Soğuk algınlığı yüzünden çöküyorum.
- Soğuk algınlığı geçiriyorum.

¿Cómo anda tu resfriado?

Soğuk algınlığın nasıl?

Él tiene un resfriado ahora.

O soğuk almış.

- Me resfrié.
- Pillé un resfriado.

Soğuk aldım.

Debo haberme cogido un resfriado.

- Soğuk almış olmalıyım.
- Üşütmüş olmalıyım.

Tom tiene un fuerte resfriado.

Tom kötü bir soğuk algınlığından muzdarip.

Puede que me haya resfriado.

Üşütmüş olabilirim.

Tom está un poco resfriado.

Tom'un hafif bir nezlesi var.

Ahora yo también estoy resfriado.

Şimdi benim de başım ağrıyor.

No puedo quitarme este resfriado.

Bu soğuk algınlığından kurtulamıyorum.

Este remedio curó mi resfriado.

Bu ilaç benim nezlemi iyileştirdi.

Es fácil coger un resfriado.

Bir soğuk algınlığına yakalanmak kolaydır.

Deberías recuperarte de tu resfriado.

Soğuk algınlığını atlatmalısın.

Se dice que Tom está resfriado.

Tom'un üşüttüğü söyleniyor.

Parece que me agarré un resfriado.

Ben bir soğuk algınlığına yakalandım gibi görünüyorum.

Parece que tengo un leve resfriado.

Hafif üşütmüşüm gibi görünüyor.

- Estoy resfriado.
- Estoy constipado.
- Estoy acatarrado.

Soğuk aldım.

¿Tiene usted algo para el resfriado?

Soğuk algınlığı için bir şeyin var mı?

Toma esta medicación cuando estés resfriado.

Grip olduğun zaman bu ilacı al.

Cogí un resfriado el mes pasado.

Geçen ay soğuk aldım.

No te me acerques, estoy resfriado.

Bana yaklaşma, soğuk almışım.

Tom escuchó que Mary se había resfriado.

Tom Mary'nin soğuk aldığını duydu.

Ella está en cama por un resfriado.

O soğuk algınlığından hasta oldu.

Tengo que tomar algo para mi resfriado.

Soğuk algınlığım için bir şeyler almalıyım.

Tan solo no quiero pescarme tu resfriado.

Nezlenin bana bulaşmasını istemiyorum sadece.

Tenga cuidado de no coger un resfriado.

Üşütmemek için dikkatli ol.

Ella dijo que tenía un leve resfriado.

O, hafif üşüttüğünü söyledi.

Él dijo que tenía un leve resfriado.

O, hafif üşüttüğünü söyledi.

Este remedio es bueno para un resfriado.

Bu ilaç soğuk algınlığı için iyidir.

Cuando estoy resfriado no puedo saborear nada.

Üşüttüğümde, hiçbir şeyin tadını alamıyorum.

Ella faltó al colegio por un resfriado.

O, soğuk algınlığından dolayı okulda yoktu.

Mi madre ha pillado un terrible resfriado.

Annem kötü bir soğuk algınlığından dolayı hasta.

Pillé un resfriado y estuve en cama ayer.

Ben dün üşüttüm ve yataktaydım.

Llévate un jersey para no pillar un resfriado.

Yanına bir kazak al böylece üşütmezsin.

Mi hermano está padeciendo ahora un mal resfriado.

Erkek kardeşim şimdi kötü bir soğuk algınlığından muzdarip.

Me costará mucho tiempo recuperarme de mi resfriado.

Soğuk algınlığımı atlatmak uzun zamanımı alacak.

Los doctores pensaron que él tenía un resfriado.

Doktorlar onun üşüttüğünü düşündüler.

Tom tenía un fuerte resfriado el mes pasado

Tom geçen ay kötü üşüttü.

Tom le ha contagiado su resfriado a Mary.

Tom Mary'ye soğuk algınlığını bulaştırdı.

- Me has pasado tu frío.
- Me has contagiado tu resfriado.
- Me has pegado tu catarro.
- Me has pegado tu resfriado.

Soğuk algınlığını bana bulaştırdın.

Renunció a participar en la maratón por su resfriado.

O, soğuk algınlığından dolayı maratona katılmaktan vazgeçti.

Me quedé en casa porque me dio un resfriado.

- Evde kaldım çünkü fena üşütmüştüm.
- Fena üşüttüğüm için evde kaldım.

- Estoy haciendo todo lo posible para evitar pillar un resfriado.
- Estoy haciendo todo lo que puedo para evitar pillar un resfriado.

Soğuk algınlığına yakalanmaktan kaçınmak için elimden gelen her şeyi yapıyorum.

Un serio resfriado le hizo al cantante perder su voz.

Kötü bir soğuk algınlığı şarkıcının sesini kaybetmesine sebep oldu.

Él se agarró un resfriado cuando salió a la lluvia.

Yağmurda dışarıya çıktığı için soğuk aldı.

Me costó más de un mes recuperarme de mi resfriado.

Soğuk algınlığımı atlatmam bir aydan daha fazla süremi aldı.

- Abrígate. Vas a coger un resfriado.
- Abrígate. Vas a resfriarte.

Yün giysilerinizi giyin yoksa üşüteceksiniz!

- No he tenido resfrío últimamente.
- Últimamente no me he resfriado.

Son zamanlarda soğuk almadım.

¿Te importaría que cerrara la ventana? Estoy un poco resfriado.

Pencereyi kapatmamın bir sakıncası var mı? Biraz üşüyorum.

- ¿Tiene algo para la gripa?
- ¿Tiene algo para el resfriado?

Üşütme için bir şeyin var mı?

Ajo y cebolla son buenos remedios contra el resfriado común.

Sarımsak ve soğan soğuk algınlığına karşı iyi ilaçlardır.

Tengo resfriado mi pecho, con tos y dolor de cabeza.

Göğsümde öksürük ve baş ağrısı olan soğuk algınlığı var.

No quería coger un resfriado, así que no fui a esquiar.

Üşütmek istemedim, bu yüzden kayak yapmaya gitmedim.

Tengo un serio resfriado, y para empeorar las cosas, comenzó a nevar.

Kötü bir soğuk algınlığım vardı, ve daha da kötüsü kar yağmaya başladı.

Un leve resfriado me impidió el ir a Ibusuki con mi familia.

Hafif soğuk ailemle birlikte Ibusuki'ye gidişimi engelledi.

- Me he resfriado y tengo fiebre.
- Me he constipado y tengo fiebre.

Üşüttüm ve ateşim var.

Ella no sale de la habitación, porque no quiere pillar otro resfriado.

O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.

Me he pasado las tres últimas semanas peleándome con un resfriado tenaz.

Son üç haftadır inatçı bir soğukla savaşıyorum.

- Hace un poco de frío.
- Está un poco frío.
- Es un pequeño resfriado.

Hava biraz soğuk.

Sería mejor que vieras a un médico; puede que no sea solo un resfriado.

Bir doktora görünsen iyi olur, sadece bir soğuk algınlığı olmayabilir.

- No hay cura para el resfrío común.
- No hay cura para el resfriado común.

Soğuk algınlığının tedavisi yoktur.

- Ella está resfriada y en cama.
- Ella está en la cama con un resfriado.

O, soğuk algınlığı yüzünden yatakta.

- Como estaba resfriado, no fui a clase.
- Como estaba constipada, no fui a clase.

Üşüttüğüm için okula gitmedim.

He tenido un picor en la garganta desde esta mañana. ¿He cogido realmente un resfriado?

Bu sabahtan beri boğazımda bir gıcık var. Gerçekten soğuk algınlığına mı yakalandım.

Estoy con un ligero dolor de garganta desde esta mañana, me pregunto si me habré resfriado.

Bu sabahtan beri hafif boğaz ağrısı yaşıyorum. Ben bir soğuk algınlığına yakalanıp yakalanmadığımı merak ediyorum.

Solo estuve ausente un día en el trabajo por un resfriado y ya hay pilas de papel en mi escritorio.

Soğuk nedeniyle yalnızca bir çalışma günümü kaçırdım ve masam kağıtlarla dolu.