Examples of using "Ira" in a sentence and their turkish translations:
gerçekten öfke dolu --
Öfkemiz büyük bir rahatsızlık getiriyor
O, öfke yüzünden titriyordu.
Ben onun öfkesini anlıyorum.
Öfke bir enerjidir.
Ama siz bu öfkeyi başka bir şeye yönlendirebilirseniz,
Öfke kolay bir kurtarıcı
Onun sürekli hakaretleri onun öfkesini uyandırdı.
Bob öfkesini kontrol edemedi.
Öfkeyi kontrol etmek zordur.
Tom öfkesini tutamadı.
tabii ki derinden hissetmişti.
Katile karşı öfkeyle doldurulduk.
Onun Amerika'ya gideceği açık.
Tom öfkesini Mary'den gizledi.
Öfke, hürmetle bağdaşmıyor.
ve insanlar öfkemizle rahat olmadığı için.
Kızgınlığımız ve öfkemiz için ilaç.
Öfkesine rağmen, sabırla beni dinledi.
Tom öfkesini yönetmeyi öğrenmek için ders aldı.
Parka gitmektense hayvanat bahçesine gitmeyi tercih ederiz.
Öfke bağışıklık sistemimizi, kalp ve dolaşım sistemimizi etkiliyor.
Cennetin Oğlunun öfkesini duydun mu?
Tom lisede Gazabın Üzümlerini okudu.
Ben öfkemi kontrol edemedim.
Onun yüzü öfkeden daha ziyade tiksinme ve hüzün yansıtıyor.
Öfkeyle başlayan her şey, utanmayla sona erer.
Yani hayvan beyninde kızgınlık gibi bir şey var
korku ve öfkeyle bölünmüş olan bir millet için tehlikedir.
ve işte o zaman siz öfkeyle birlikte daha yapıcı olmaya başlayabilirsiniz.
Öfkelerini işleyip bundan anlam çıkarabilen insanlar
Öfkemi daha fazla kontrol altına alabileceğimi sanmıyorum.
Bugün öfke, gelişigüzelce ''kadın hastalıkları'' olarak addedilmiş
zor kazandıkları kazançlarını takip etmek için göndermeyeceği söylendiğinde öfkeyle patladı:
Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.