Examples of using "Iluminan" in a sentence and their turkish translations:
Bu duvarı aydınlatan ışık dalgaları
Kutupların etrafını saran manyetik hatları aydınlatırlar.
Kendi ışıklarını üretir, denizleri aydınlatırlar.
Yeni Ay'ın karanlığı hâkimken... ...geceleyin gökyüzünü uzak galaksiler aydınlatır.
Paris'e Işıklar Şehir denir. Çok sayıda güzel bina geceleri aydınlatılmaktadır.