Translation of "Grosero" in Turkish

0.036 sec.

Examples of using "Grosero" in a sentence and their turkish translations:

¡Qué grosero!

Ne kadar kabasın!

¡Qué tipo grosero!

Ne kaba bir adam!

No seas grosero.

Kaba olmayın.

Eso es grosero.

Bu iğrenç.

Él es muy grosero.

- O çok kaba.
- O çok saygısız.
- O çok edepsiz.
- O çok nezaketsiz.

Eso fue muy grosero.

O çok kabaydı.

Es grosero interrumpir a los demás.

Başkalarının sözünü kesmek kabalıktır.

Por favor perdóneme por ser grosero.

Lütfen kabalığım için beni affedin.

Es maleducado, por no decir grosero.

- En hafif tabiriyle o aile terbiyesi görmemiş birisidir.
- Hafif tabiriyle o iyi yetiştirilmemiş biri.

Lamento haber sido grosero con él.

Ona kaba davrandığım için pişmanım.

Lo siento si fui grosero contigo.

Sana karşı kaba olduğum için üzgünüm.

- Eres muy maleducado.
- Eres muy grosero.

Çok kabasın.

- No soy grosero.
- No soy grosera.

Ben küfürbaz değilim.

Él es grosero, arrogante e ignorante.

O kaba, kibirli ve cahil.

Tom fue muy grosero con Mary.

Tom Mary'ye karşı çok kabaydı.

Estoy avergonzado de haber sido grosero con ella.

Ona kaba davrandığım için utanıyorum.

Es grosero conversar en medio de un concierto.

Bir konser sırasında konuşmak terbiyesizliktir.

Y no voy a rechazarlo, ¿verdad? Eso sería grosero.

Onu kapatacak değilim, değil mi? Bu biraz kabalık olur.

Él debería disculparse por ser grosero con los invitados.

O, misafirlere kaba davrandığı için özür dilemeli.

El hijo de Tom se portó muy grosero conmigo.

Tom'un oğlu bana karşı çok kabaydı.

Tom está arrepentido de haber sido grosero con Mary.

Tom Mary'ye kaba davrandığı için pişman.

- ¿No estás siendo muy maleducado?
- ¿No estás siendo muy grosero?

Çok kabalaşmıyor musun?

¿Alguna vez has intentado no ser grosero con la gente?

Sen hiç insanlara karşı kaba olmamayı denedin mi?

Tom se disculpó por el comportamiento grosero de su hijo.

Tom oğlunun kaba davranışı için özür diledi.

De una manera en que simplemente ser grosero no lo es.

Oysa kaba olmak öyle değil.

- No quiero ser grosero.
- No quiero ser grosera.
- No quiero ser rudo.

Kaba olmak istemiyorum.

Tom debería disculparse con Mary por ser tan grosero con su madre.

Onun annesine karşı çok kaba olduğu için, Tom Mary'den özür dilemeli.

No creo que Tom se de cuenta de lo grosero que está siendo.

Tom'un ne kadar kabalaştığını fark ettiğini sanmıyorum.

¿No piensas que es grosero darle a la gente una respuesta tan cortante como esa?

İnsanlara böyle ters bir cevap vermenin kabalık olduğunu düşünüyor musun?

Tom creía que era grosero hablar a Mary del modo en que lo hizo John.

Tom, Mary'yle John'un konuştuğu gibi konuşmanın kaba olduğunu düşünüyordu.

Cuando mi padre se marchó de la habitación, ¡mi hermana me hizo un gesto grosero levantando el dedo medio!

Babam odadan ayrıldığında küçük kız kardeşim bana el hareketi çekti.