Translation of "Demás" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Demás" in a sentence and their turkish translations:

Enemigos y demás,

en azından bir taraf için

- Sé amable con los demás.
- Sea simpático con los demás.
- Sé simpático con los demás.

Diğerlerine karşı nazik ol.

Y de los demás.

hem diğer insanların faydalanması için.

Todos los demás también".

.

Alcancé a los demás.

Diğerlerinin hızına yetiştim.

Los demás estudiantes rieron.

Diğer öğrenciler güldü.

Todos los demás esperaban.

Başka herkes bekledi.

¿Dónde estaban los demás?

Diğerleri neredeydi?

Impactan a todos los demás.

Diğer her şeyi etkiliyorlar.

Todo lo demás está bien.

Geri kalan her şey iyi.

Por lo demás, es correcto.

Yoksa doğru.

¿Dónde están todos los demás?

Bütün diğerleri nerede?

No desprecies a los demás.

Diğerlerini hor görme.

Adelantaron a todos los demás.

Onlar tüm diğerlerinin önünde gittiler.

Debemos respetar a los demás.

- Diğerlerine saygı gösteremeliyiz.
- Başkalarına saygı duymalıyız.

- Debéis ser amables con los demás.
- Tenéis que ser amables con los demás.

Başkalarına karşı nazik olmalısın.

También las demás criaturas del lugar.

Burada yaşayan her canlı olacak.

Dejé de notar todo lo demás.

Bir anda etrafa bakmayı bıraktım.

Es grosero interrumpir a los demás.

Başkalarının sözünü kesmek kabalıktır.

No debemos menospreciar a los demás.

- Diğer insanları hor görmemeliyiz.
- Diğer insanlara tepeden bakmamalıyız.

No deberíamos burlarnos de los demás.

Başkalarıyla alay etmemeliyiz.

Nunca hables mal de los demás.

- Başkalarının hakkında asla kötü konuşma.
- Başkaları hakkında asla kötü konuşma.

Siempre se ríe de los demás.

O her zaman başkalarını bir aptal yerine koyar.

Tom no es como los demás.

Tom diğerleri gibi değildir.

No dependas demasiado de los demás.

Başkalarına çok fazla güvenme.

Yo llegué antes que los demás.

- Ben diğerlerinin önünde geldim.
- Diğerlerinden önce vardım.

Pon ese libro sobre los demás.

Şu kitabı diğerlerinin üstüne koy.

¿Acaso sería justo con los demás?

Başkaları için adil olur muydu?

Todos los demás están tomando cerveza.

Başka herkes bira içiyor.

Aprende a ayudar a los demás.

- Başkalarına yardım etmeyi öğren.
- Başkalarına yardım etmeyi öğrenin.

Tomás le mintió a los demás.

Tom diğerlerine yalan söyledi.

Tom nunca piensa en los demás.

Tom başkalarını hiç düşünmez.

- Ella era más hermosa que todas las demás.
- Ella era más linda que todas las demás.

Bütün diğerlerinden daha güzeldi.

Ni te muestra cómo piensan los demás,

insanların nasıl düşündüğüyle ilgili bir şey söylemez,

Rollos, curvas, celulitis y todo lo demás.

Kıvrımları, selülitleri, hepsini!

Cuando escuchamos la opinión de los demás.

diğerlerinin görüşlerini duyduğunda gerçekleşen sinyal.

Debemos dejar de culpar a los demás,

ve diğer insanları,

Veremos a los demás entrando en juego.

başkalarının geldiğini görürüz.

Y se lo hacemos a los demás.

hem de başkalarına yapıyoruz.

Una hembra queda separada de los demás.

Bir dişi, diğerlerinden ayrı düşüyor.

Iré siempre y cuando los demás vayan.

Diğerleri giderse, giderim.

Ella siempre habla mal de los demás.

O, her zaman başkaları hakkında kötü konuşur.

No deberías depender tanto de los demás.

Başkalarına çok fazla bağımlı olmamalısın.

Trata de tener paciencia con los demás.

Başkalarıyla sabırlı olmaya çalış.

Él a menudo ayuda a los demás.

Sık sık başkalarına yardım eder.

No deberías hablar mal de los demás.

Başkaları hakkında kötü konuşmamalısın.

Aprende de los errores de los demás.

Başkalarının hatalarından öğrenin.

Hace mucho por ayudar a los demás.

O, diğerlerine yardım etmek için çok şey yapıyor.

No interrumpas cuando los demás están hablando.

Başkaları konuşurken bölme.

Mi madre no es como las demás.

Benim annem diğer anneler gibi değil.

Siempre deberíamos intentar ayudar a los demás.

Her zaman başkalarına yardımcı olmaya çalışmalıyız.

Estás flores florecen antes que las demás.

Bu çiçekler diğerlerinden daha erken çiçek açar.

Porque llegar a los demás en las redes

çünkü orada birilerine ulaşmaya çabalamak

Sobre todo dejar de culpar a los demás,

--özellikle diğer insanları--

Sabía que no podía cambiar a los demás.

Diğerlerini değiştiremeyeceğimi biliyordum.

Somos capaces de ver a los demás, también:

başkalarını da görüyorsunuz:

Normalmente podemos ocultar nuestros pensamientos de los demás.

Biz normalde düşüncelerimizi başkalarından gizleyebiliriz.

Ellos también deberían ser justos con los demás.

Onlar da başkalarına adil olmalıdır.

Un caballero es siempre amable con los demás.

Bir beyefendi diğerlerine karşı her zaman kibardır.

¿No has aprendido a respetar a los demás?

Başkalarına saygı göstermeyi öğrenmedin mi?

Es de mala educación señalar a los demás.

Başkalarını işaret etmek kabalıktır.

Él estaba dispuesto a ayudar a los demás.

O, başkalarına yardım etmeye istekliydi.

Valoro nuestra amistad por sobre todo lo demás.

Dostluğumuza herhangi bir şeyden daha fazla değer veriyorum.

¡No esperes que los demás piensen por ti!

- Her şeyi devletten beklemeyin!
- Başkasının senin yerine düşünmesini bekleme!
- Başkalarının senin için düşünmesini bekleme.

Tom siempre trata de ayudar a los demás.

Tom her zaman diğerlerine yardım etmeye çalışır.

Ella era más linda que todas las demás.

O bütün diğerlerinden daha güzeldi.

Con esto gané mucha atención, nacionalmente y demás.

Bütün ilgili çekmiştim ve böyle sürdü.

- A Tom no le importa lo que piensan los demás.
- A Tom no le importa lo que piensen los demás.

Tom diğer insanların ne düşündüğünü umursamıyor.

O mientras culpemos a los demás por nuestra infelicidad,

veya mutsuz olduğumuz zaman suçu onlara yüklediğimiz sürece

Todos los demás están tan entusiasmados con el plan,

ve herkes plan için o kadar heyecanlı ki

Porque la muestro durante más tiempo que las demás,

çünkü kartı diğerlerinden birazcık daha uzun gösteriyorum.

Este tema es un poco diferente de los demás.

Bu konu birazcık daha diğerlerinden farklı

Siempre estás listo para hablar mal de los demás.

Başkalarının hakkında kötü konuşmaya gereğinden fazla hazırsın.

Él me dijo que fuera amable con los demás.

O başkalarına karşı nazik olmamı söyledi.

No debes hablar mal a espaldas de los demás.

Diğerlerinin ardından kötü konuşmamalısın.

No te metas en las cosas de los demás.

Başkalarının işlerine karışmayın.

No te preocupes por lo que dicen los demás.

Başkalarının söyledikleri hakkında üzülme.

- Mejor digámosles a los demás.
- Mejor digámosles al resto.

Diğerlerine de söylesek iyi ederiz.

Tom tiene problemas para llevarse bien con los demás.

Tom'un diğer insanlarla geçinme sorunu var.

Nunca la he oído hablar mal de los demás.

Onun başkaları hakkında kötü konuştuğunu hiç duymadım.

Te preocupás demasiado por lo que piensan los demás.

Başkalarının ne düşündüğünü çok fazla endişe ediyorsun.

De cien guerreros volvieron diez ilesos, los demás perecieron.

Yüz savaşçıdan on tanesi yaralanmamış olarak geri geldi; gerisi öldü.

Él es tan agresivo que los demás lo evitan.

O kadar agresif ki başkaları ondan kaçınıyor.

Nos interesan los demás cuando se interesan por nosotros.

Onlar bizimle ilgilendikleri zaman başkaları ile ilgileniyoruz.

Los demás reaccionarían y actuarían como les viniera en gana.

İnsanlar tepki gösterecekler ve istediklerini yapacaklar.

Y necesitaba permitir que los demás tuvieran la misma oportunidad

Bundan dolayı diğer insanların da

Y hablamos de los demás en una categoría de desdén.

ve başkaları hakkında hor gören şekillerde konuşuyoruz.

Una para los ricos y otra para todos los demás.

zenginler için bir tane ve diğer herkes için bir tane.

Como el rango "Amistad" para personas amigables con los demás,

Örneğin herkese arkadaş canlısı olana "ahbap",

La gente tiende a ver a los demás con parcialidad.

İnsanlar diğerlerine ön yargı ile bakmak eğilimindedir.

Usamos tanto gestos, como palabras, para comunicarnos con los demás.

Biz başkaları ile iletişim kurmak için sözlerin yanı sıra jestler de kullanırız.

No metas tu nariz en los asuntos de los demás.

- Kendi işine bak.
- Kendi işlerine bak.

No meta su nariz en los asuntos de los demás.

Başka insanların işine burnunu sokma!

- ¿Habéis preguntado a los otros?
- ¿Le preguntaste a los demás?

Başkalarına sordunuz mu?

- El infierno son los otros.
- El infierno son los demás.

Cehennem, diğer insanlardır!