Translation of "Encontrarme" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Encontrarme" in a sentence and their turkish translations:

Sabes dónde encontrarme.

Beni nerede bulacağını biliyorsun.

Quiero encontrarme con Tom.

Tom'la tanışmak istiyorum.

Esperaba encontrarme con ella aquí.

Ben orada onunla karşılamayı ümit etmiştim.

No esperabas encontrarme aquí, ¿verdad?

Beni burada bulmayı ummuyordun, değil mi?

Voy a encontrarme con Tom.

Tom'la buluşacağım.

Es un placer encontrarme contigo también.

Ben de sizinle tanıştığıma memnun oldum.

Sabés donde encontrarme si querés hablar.

Konuşmak istersen beni nerede bulacağını biliyorsun.

Tengo que ir a encontrarme con Tom.

Tom ile görüşmeye gitmeliyim.

Eres la última persona que esperaba encontrarme.

Sen karşılaşmayı umduğum son kişisin.

Dejé pasar una oportunidad de encontrarme con él.

Onu görme fırsatını kaçırdım.

- Preferiría no conocerlo.
- Preferiría no encontrarme con él.

Onunla tanışmayı tercih etmiyorum.

Si tenés ganas de conversar, sabés donde encontrarme.

Eğer konuşmak istersen beni nerede bulabileceğini biliyorsun.

- Volví a encontrarme con él.
- Le vi nuevamente.

Onu tekrar gördüm.

¿Podría encontrarme una casa con un pequeño jardín?

Bana küçük bahçeli bir ev bulabilir misiniz?

- No quiero conocer a Tom.
- No quiero encontrarme con Tom.

- Ben Tom'la tanışmak istemiyorum.
- Ben Tom'la buluşmak istemiyorum.

Hoy tengo que encontrarme con mi nuevo profesor de filosofía.

Bugün yeni felsefe öğretmeni ile tanışmam gerekiyor.

Luego, quería encontrarme en la vida real lo más rápido posible,

Sonra, gerçek hayatta mümkün olduğu kadar hızlı tanışmak istedim,

Mira bien esta foto y dime si puedes encontrarme o no.

Bu resme iyi bir göz atın ve beni onun içinde bulup bulamayacağınızı söyleyin.

Me arrepiento de haber perdido la oportunidad de encontrarme con ella.

Onunla tanışma fırsatını kaçırdığım için üzgünüm.

Pero luego empecé a encontrarme con gente que iba a esa misma boda

Ama sonra aynı düğüne gidecek olan insanlarla karşılaşıp durdum.

No pude encontrarme con él en la estación porque se me acabó la gasolina.

Arabamın benzini bittiği için onu istasyonda karşılayamadım.