Examples of using "Donde" in a sentence and their turkish translations:
Onu istediğiniz yere bırakın.
Olduğun yerde kal.
İstediğin yere oturabilirsin.
İyileşme asıl burada başlar.
Söylediğin her yerde.
İstediğin yere otur.
İstediğin yerde gözden geçir.
Kitabı bulduğun yere geri koy.
Olduğun yerde okuyabilirsin ama olacağın yerde yazamazsın.
İşte onların genellikle akşam yemeği yedikleri yer.
Kutuyu olduğu yerde bırak.
Montgomery her şeyin başladığı yerdi.
Daha önce göremediğim yerde
Bu başladığımız yer.
Çünkü şimdi olduğumuz yer
bir diğer macera olarak gördükleri
gitmek istediğin yere.
İsveç'te yaşıyorum,
tırtıl nereye o oraya
Onu bulduğun yere bırak.
Saklanacak bir yer yok.
Geldiğimiz yoldan geri dönelim.
Gideceğimiz yer orası.
Bu doğduğum yer.
- Burası yaşadığım yer.
- Burası benim yaşadığım yer.
İstediğin yere gidebilirsin.
Olduğum yerde kaldım.
Bu yaşadığımız yer.
Nerede saklanıyordun?
Bana bunu nereye koyacağımı söyle.
Başladığın yere geri dön.
Kaşınan yeri, kazırız.
Ben ailemin evindeyim.
Tom'un olduğu yerde kalması gerekiyor.
Kitabı bulduğun yere koy.
- Bu, benim doğduğum evdir.
- Burası benim doğduğum ev.
Bu, kazanın olduğu yerdir.
O, onun yaşadığı evdir.
ve bu çadır sadece üç kişilikti.
Geldiğim yer burası.
tek gezegen Dünya'dır
farklı jenerasyonlar bir araya gelir ki
bunu tüm yönleriyle düşünmenizi istiyorum.
Ülkem Güney Afrika'da
özgür olma yolunda.
ve halka şöyle seslendi,
o kadar saygı görüyordu ki
Park edecek başka bir yer yok.
Kutuyu olduğu yerde bırak.
Burası saklandığım yer.
Onu gördüğüm yer burasıydı.
Yanıldığın yer odur.
Yanıldığın yer odur.
Bu kitabı Kakuzen'de aldım.
Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
Tam olarak olmayı istediğim yerdeyim.
Arkadaşlarıma geri dönmek istiyorum.
Çalıştığım yerde yaşamak istemiyorum.
Beni Tom'a götürebilir misin?
Gitmek istediğim yere giderim.
Oturacak bir yere ihtiyacım var.
Kalacak bir yere ihtiyacım var.
Bu, Tom'un çalıştığı yer.
Tom, Mary'nin nerede yaşadığını gördü.
Tom'un olduğu yere gittim.
Tom'un şimdi nerede olduğunu biliyor musun?
Onu nerede bekleyeceğimi bilmiyorum.
Biz amcamızın evinde kaldık.
Nereye gideceksek, birlikte gideceğiz.
Şimdi nerede saklanıyorsun?
Sabır bittiği yerde başlar.
Bize oturacak yer yok.
Nerede saklanıyordun?
Bu hepsinin başladığı yer.
Nereye koşuyorsun, küçük tavşan?
Burası her şeyin başladığı yerdir.
Kutuyu olduğu yerde bırak.
Burası Tom'un çalıştığı yer mi?
- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
- Dumanın olduğu yerde ateş vardır.
Onun içinde yaşadığı bir evi yok.
O, onun yaşadığı evdir.
Boston'da tanışmamıştık.
Doğduğun yer şansını, öldüğün yer başarını gösterir.
yaşamak için rahatsız bir yer.
Ve ayrıca orada, günün her saati
Örneğin, yaşadığım şehir Seattle'da
Kadınlar için zor sektörler -
bir yere dönüştürmek için
komisyon üyesiyken altı tane memuru
Ve o anda İyiliksevenler devreye girdi.
Nerede olursam olayım, senin yanında olacağım.
Tamam, burada çok sıklaşıyor
ebeveynlerimin doğduğu ülkeyle,
Yaşamın... ...ve ölümün...