Translation of "Ejemplos" in Turkish

Dé ejemplos.

Örnek ver!

Ya veremos ejemplos.

Örnekler göreceğiz.

No hay ejemplos.

Hiç örnek yok.

Se necesitan ejemplos.

Örnekler gereklidir.

Déjenme darles algunos ejemplos.

Size bazı örnekler vereyim.

Déjenme darles unos ejemplos.

Size birkaç örnek vermeme izin verin.

Aquí vemos algunos ejemplos.

Birkaç örnek vereyim.

Tú añades ejemplos cortos.

Kısa örnekler ekliyorsun.

Discuta y dé ejemplos.

Tartış ve örnekler ver.

Cuéntanos un par de ejemplos.

Bu örneklerden bazıları üzerinde konuşalım.

Y hay muchos otros ejemplos.

Bunun gibi çok fazla örnek var.

Voy a darles dos ejemplos.

Size iki örnek vereyim.

Danos unos ejemplos, por favor.

Lütfen bize bazı örnekler ver.

Estamos agregando ejemplos en berebere.

Berber dilinde örnekler ekliyoruz.

- Ustedes añaden ejemplos pero no los traducen.
- Agregas ejemplos, pero no los traduces.

Sen örnekler ekliyorsun ama onları çevirmiyorsun.

Aquí hay algunos ejemplos de esto.

İşte bunun bazı örnekleri.

Todos podemos recordar algunos ejemplos, ¿verdad?

Hepimizin aklına bazı örnekler geliyor değil mi?

Tenemos tantos ejemplos que en realidad

O kadar çok fazla örneğimiz var ki aslında

Voy a mostrarles un par de ejemplos,

Size birkaç örnek göstereceğim

Veamos los ejemplos a continuación, lo entenderemos.

Şu örneklere isterseniz biraz bakalım anlayacağız aslında

Hay ejemplos que encontramos, veamos si quieres

Karşımıza çıkan örnekler var bir bakalım isterseniz

Estos son dos ejemplos de universos simulados

İşte iki farklı karanlık madde türü içeren

Este es solo uno de muchos ejemplos.

Bu birçok örnekten sadece biri.

Sumamos ejemplos en los idiomas que conocemos.

Biz bildiğimiz dillerde örnekler ekliyoruz.

Su trabajo es añadir ejemplos al diccionario.

Onların işi sözlüğe örnekler eklemek.

Déjenme darles algunos ejemplos de cómo funciona esto.

Bunun nasıl olduğu hakkında bir örnek vereyim.

Y ha habido algunos ejemplos impresionantes de eso.

Ve bunun sadece bazı çarpıcı örnekleri var.

Ya veremos más ejemplos del mundo de Göbekli Tepe.

Göbekli Tepe'deki, hiç beklenmeyen ve daha önce bilinmeyen

Y lo que tienen en común todos estos ejemplos

Burada ortak olan şey,

Espero que con estos ejemplos se pueda entender mejor.

Bu örneklerle birlikte senin daha iyi anlayabileceğini umuyorum.

Los ejemplos de este diccionario son fáciles de entender.

Bu sözlükteki örnekleri anlamak kolay.

Estoy pensando en los ejemplos de Pakistán y Sri Lanka,

Belt and Road programının iki üyesi olan

Podemos citar el S-400 y los Patriots como ejemplos.

S-400 ve Patriotları buna örnek gösterebiliriz

Tenemos muchos estereotipos que se pueden reproducir con ejemplos como

gibi örneklerle çoğaltılabilen birsürü klişe yalanımız var

Él dio varios ejemplos de cómo podemos cambiar las cosas.

İşleri nasıl değiştirebileceğimiz hakkında birkaç örnek verdi.

Las historias que les conté hoy no son ejemplos al azar.

Bugün size anlattığım hikâyeler sıradan örnekler değil.

Así que, esos son unos ejemplos de como ciertos colores nos afectan.

Bunlar, bazı renklerin bizleri nasıl etkileyeceğinin birkaç örneği.

Hay cuatro ejemplos sencillos que pueden usar en su estilo de vida.

İşte günlük yaşamınızda kullanabileceğiniz dört kolay örnek:

Déjenme darles tres ejemplos más de lo que esta tecnología puede hacer.

Bu teknolojinin neler yapabileceğine dair üç örnek daha vermek istiyorum.

Los juegos de computadora son ejemplos de software multimedia porque combinan texto, imágenes, animación, video y sonido.

Bilgisayar oyunları multimedya yazılımlarına örnektir çünkü metin, resim, animasyon, video ve ses içerir.