Examples of using "Echó" in a sentence and their turkish translations:
O etrafına bakındı.
O beni evden kovdu.
O, ona baktı.
Gemi çapa attı.
Tren hareket etmeye başladı.
O, kitaba göz gezdirdi.
- Tom, Mary'ye ateş etmedi.
- Tom Mary'yi kovmadı.
O onu dışarı attı.
Herkes gülmekten kırıldı.
Meyve çürümüş.
O bana tuhaf bir şekilde baktı.
Karısı onu evden kovdu.
Onun lastiklerine hava bastı.
O, tabancaya uzandı.
Bilgisayar bozuk.
Küçük kız gözyaşlarına boğuldu.
O saatine baktı.
O işi berbat etti.
Tom, Mary'yi özledi.
Tom Mary'yi bardan dışarı attı.
Herkes kahkahaya boğuldu.
Gazeteleri iyice okudu.
Öğretmen beni sınıftan kovdu.
O kahvesine süt koydu.
Barmen Tom'u bardan kovdu.
O, denize çıplak daldı.
Tom fincana sıcak su döktü.
Suçu arkadaşlarına attı.
Etrafına baktı.
Tom kendine bir bardak viski doldurdu.
Tom Mary'ye yardım etti.
Tom, Mary'ye baktı.
O kendi başarısızlığını ona yükledi.
Tom uğradı ve bana yardım etti.
O son anda geri adım attı.
Yanlışlıkla kahvesine tuz koydu.
Gemi limanda demir attı.
Bir tavşan, bir kaplumbağa ile yarıştı.
O odada etrafına bakındı.
Tom sadece başlıklara baktı.
Mary uzun at kuyruğunu omzunun üzerinden attı.
Barmen Tom'u barın dışına attı.
Gazetelere bakmadı bile.
Bekleme odası etrafına bakındı.
Çayına süt koydu ve onu karıştırdı.
Tom menüye baktı.
O, bana sert baktı.
O beni evden attı.
Tom beni suçlamadı.
Öğretmen suçsuz yere öğrenciyi azarladı.
Beni gördüğü an gözyaşlarına boğuldu.
Odaya gitti ve yatağa yattı.
O, şemsiyesini kapattı ve koşmaya başladı.
Bu eti ızgara yapamam. Bozulmuş!
Kız etrafına baktı.
Tom'un az boş zamanı olduğu için şekerleme yaptı.
O, yatmaya gitmeden önce gazeteye göz attı.
Tom saatine baktı.
Televizyonum bozuldu. O yüzden tamire götürmek zorunda kaldım.
O, geç kaldığı için onu azarladı.
Tom sütü bardağa doldurdu ve sonra Mary'ye uzattı.
Tom Mary'ye afacan bir gülümseme verdi.
Tom Mary'ye ters ters baktıktı ve sonra odadan ayrıldı.
Tom Mary'ye bir hoşça kal öpücüğü vermek istedi ama Mary geri çekildi.
Tom resimleri gördü.
O, onu çok özledi.
Bir kamyonun geçmesine izin vermek için kenara çekti.
Tom şömine rafından çerçeveli resmi aldı ve ona daha yakından baktı.
O, tost makinesini tekrar bozdu.