Translation of "Ataque" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Ataque" in a sentence and their turkish translations:

- ¡Al ataque!
- ¡Atacad!
- ¡Ataque!
- ¡Ataquen!
- ¡Ataca!

- Saldır!
- Hücum!

Y concretó su ataque.

ve saldırıyı gerçekleştirdi.

El ataque es mortal.

Ölümcül bir şekilde.

Tenía un ataque epiléptico.

Kriz geçirdim.

Se impidió el ataque.

Saldırı engellendi.

Hubo un triste ataque terrorista

o üzücü terör saldırısı yaşandı

El ataque principal en Bautzen.

ve Bautzen'deki ana saldırıyı denetledi .

Tuve un ataque de asma.

Bir astım krizi geçirdim.

Él sufrió un ataque cardíaco.

O bir kalp krizi geçirmişti.

Planeó el ataque con cuidado.

O, saldırıyı dikkatlice planladı.

Tom tuvo un ataque de pánico.

Tom panik atak geçirdi.

Mary tuvo un ataque de pánico.

Mary'nin panik atağı vardı.

El ataque enemigo cesó al amanecer.

Düşman saldırısı şafakta sona erdi.

Tom tuvo un ataque de asma.

Tom bir astım krizi geçirdi.

El ataque fue mostrado en vídeo.

Saldırı videoda gösterildi.

El ataque llegó después de medianoche.

Saldırı gece yarısından sonra geldi.

Sami sufrió un ataque de pánico.

Sami bir panik atak geçirdi.

- Smith murió de un ataque al corazón.
- Smith se ha muerto de un ataque cardiaco.

Smith bir kalp krizinden öldü.

La araña responde con un ataque veloz.

Örümcek hızlı bir saldırı ile cevap verir.

El primer ataque no dio al blanco.

İlk saldırı hedefi ıskaladı.

Tom está teniendo un ataque de pánico.

Tom bir panik atak geçiriyor.

La mejor defensa es un buen ataque.

- Saldırı en iyi savunma şeklidir.
- En iyi savunma saldırıdır.
- En iyi müdafaa hücumdur.

¿Alguna vez has sufrido un ataque cardíaco?

Hiç kalp krizi geçirdin mi?

Tom nunca tuvo un ataque al corazón.

Tom hiç kalp krizi geçirmedi.

Tom murió de un ataque al corazón.

Tom bir kalp krizinden öldü.

En medio de la matanza de Borodino, Ney dirigió su cuerpo en ataque tras ataque en los terraplenes

Borodino katliamının ortasında Ney, Rus toprak işlerine yapılan saldırının ardından kolorduyla birlikte saldırıya geçti

Son sugerencias para evitar un ataque de leopardo.

pars saldırısından korunmayı sağlayabilecek öneriler,

Ney dirigió un ataque crucial contra el enemigo.

Ney, düşmana önemli bir saldırı düzenledi.

Este país está a salvo de un ataque.

Bu ülke saldırıya karşı güvenlidir.

El ejército brasileño se preparó para el ataque.

Brezilya ordusu saldırı için hazır.

Y los temores cayeron, tuvo un ataque al corazón

ve korkusuna yeniş düştü kalp krizi geçirdi

Reorganizaron a los hombres y lideraron un ataque exitoso.

, adamları yeniden düzenlediler ve başarılı bir saldırı düzenlediler.

A las 13:00, Napoleón ordenó un ataque general.

13.00 civarı, Napolyon toplu bir saldırı emri verdi

Pensé que iba a tener un ataque al corazón.

Kalp krizi geçireceğimi sandım.

Soult lanzó un ataque de flanqueo que confundió al enemigo.

Soult, düşmanı kafasını karıştıran bir yandan saldırı başlattı.

Temerosos de un contra-ataque turco, se retiró a Constantinopla

Bir Türk hücumunu korkan, o çekildi İstanbul'a.

A los soldados se les ordenó que hicieran un ataque.

Askerlere bir saldırı yapması emredildi.

Sus hombres comenzaron el ataque sobre la Ciudad de México.

Onun adamları Mexico City'ye saldırmaya başladı.

Quien perdió a su hijo, Dan Uzan, en un ataque terrorista

oğlu Dan Uzan'ı bir terör saldırısında kaybetti,

Pero ¿qué hay de un ninja pelirrojo, un maestro del ataque sorpresa?

Peki ya sürpriz saldırıların ustası, kızıl bir ninja ne yapacak?

Al discutir sobre esos hechos se lo toman como un ataque personal.

gerçeği tartışmak kişisel bir saldırıdır.

¿Sabes que el padre de John murió de un ataque al corazón?

- John'un babasının bir kalp krizinden dolayı öldüğünü biliyor musun?
- John'un babasının bir kalp krizinden dolayı öldüğünü biliyor musunuz?

Los primeros minutos después de un ataque al corazón son muy importantes.

- Bir kalp krizinden sonra ilk dakikalar çok önemlidir.
- Bir kalp krizinden sonraki ilk dakikalar çok önemlidir.

Su padre se quedó inválido como consecuencia de un ataque al corazón.

Onun babası bir kalp krizinin bir sonucu olarak bir yatalak oldu.

Cuando ocurre un ataque, generalmente es una madre que protege a su cría.

Bir saldırı varsa bu genellikle yavrusunu koruyan bir annenin tepkisidir.

En vez de eso ordena un ataque completo contra la línea romana frontal.

Fakat bunun aksine Hannibal, Romalıların ön hattına kanlı bir hücum emri verdi.

Cuatro días después, en Jena, Lannes abrió al amanecer el principal ataque francés,

Dört gün sonra Jena'da, Lannes şafak vakti ana Fransız saldırısını başlattı

Sus tropas entraron directamente en acción, frenando un poderoso ataque de la Coalición ...

Birlikleri doğrudan harekete geçerek güçlü bir Koalisyon saldırısını durdurdu…

- Casi me da un ataque cardíaco.
- Por poco no me da un infarto.

Neredeyse kalp krizi geçiriyordum.

Dice que en casos así, los humanos no tienen opción de escapar del ataque.

insanların azgın bir gergedandan kurtulma şansı olmadığını söylüyor.

Maharbal, el segundo al mando de Hannibal, cabalgó para encontrarlos, lanzando un ataque sorpresa.

Maharbal, Hannibal'ın ikinci komutanı onları karşılamak üzere hareket edip, sürpriz bir saldırı düzenliyor.

Esperando el inminente ataque, las tropas cartaginesas, debajo se levantan rápido en el precipio.

Gelecek atağı bekleyen Kartacalı askerler kayalıklar üzerinde sıkı durdular.

Al día siguiente, el cuerpo de Lannes lideró un ataque contra el centro austríaco,

Ertesi gün, Lannes ordusu Avusturya merkezine bir saldırı düzenledi,

Pero permaneció en el campo, dirigiendo el ataque ... que, en última instancia, tuvo éxito.

ancak sahada kalarak saldırıyı yönetti ... ki bu sonuçta başarılı oldu.

Ese diciembre, en Austerlitz, Napoleón confió al cuerpo de Soult el ataque principal al

O Aralık ayında, Austerlitz'de Napolyon, Soult'un birliklerine düşman merkezine

Kaneko estaba tan estresada con su nuevo trabajo que tuvo un ataque de nervios.

Kaneko yeni işinde o kadar stresliydi ki sinir krizi geçirdi.

- Ella parecía estar sufriendo un infarto.
- Ella parecía estar sufriendo un ataque al corazón.

O bir kalp krizi yaşıyor gibi görünüyordu.

ataque sorpresa de Blucher, pero se defendieron con valentía y ayudaron a obtener la victoria.

, ancak zaferi kazanmaya yardımcı olarak cesurca karşılık veren genç askerlerinden etkilendi.

Lanzándose al ataque, perdió el control de la batalla y fue brutalmente derrotado por el

Kendini bir saldırıya atarak savaşın kontrolünü kaybetti ve Bernadotte'nin Kuzey Ordusu

Pudo lanzar ningún ataque coordinado contra la posición de Wellington hasta el final del día.

Wellington'un pozisyonuna günün geç saatlerine kadar herhangi bir koordineli saldırı başlatamadı.

Su propio primo Hjorvard hizo un ataque sorpresa al amanecer en el salón del rey.

Kendi kuzeni Hjorvard, kralın salonuna bir sürpriz, şafak saldırısı yaptı.

De que envió sus últimas reservas para intentar detener el ataque de Baibars por el centro.

Son askerlerini Baybars'ı durdurmak için gönderince ortaya çıktı.

El magistral manejo de Davout de sus tropas permitió al Tercer Cuerpo repeler el ataque prusiano.

Davout'un birliklerini ustaca idare etmesi, Üçüncü Kolordu'nun Prusya saldırısını püskürtmesini sağladı.

ataque, avanzando gradualmente hacia el flanco izquierdo enemigo ... ayudando a que la retirada austriaca fuera inevitable.

başlattı , yavaş yavaş düşmanın sol kanadını sürerek… Avusturya'nın geri çekilmesini kaçınılmaz hale getirmeye yardımcı oldu.

Mataron a cuatro caballos bajo sus órdenes y dirigió personalmente el último y condenado ataque de

Altında dört atı öldürüldü ve şahsen İmparatorluk Muhafızlarının

Él también fue personalmente valiente, liderando un ataque en Lodi y una carga de caballería en Rivoli.

O da kişisel olarak cesurdu, Lodi'de bir saldırıya ve Rivoli'de bir süvari hücumuna liderlik etti.

El primer día de la Batalla de Wagram, el Emperador criticó a Davout por su lento ataque.

Wagram Savaşı'nın ilk gününde İmparator, Davout'u yavaş saldırısı nedeniyle eleştirdi.

En Ulm y Austerlitz, y al año siguiente lideró el ataque en la aplastante victoria de Napoleón

Ulm ve Austerlitz'de kendini gösterdi ve sonraki yıl, Napolyon'un Jena'da Prusyalılara

Ese verano, el ejército ruso de Bennigsen lanzó un ataque sorpresa con la esperanza de rodear y

ulaştığı korkunç Eylau Muharebesi ile doruğa ulaştı . O yaz Bennigsen'in Rus ordusu,

El ataque del Sexto Cuerpo destrozó la izquierda rusa, lo que condujo a una de las victorias

Altıncı Kolordu'nun saldırısı Rus solunu paramparça ederek Napolyon'un en

El ataque del Cuarto Cuerpo fue el golpe decisivo de la batalla, aunque su éxito se debe mucho

Dördüncü Kolordu'nun saldırısı savaşın belirleyici darbesiydi, ancak başarısı

Siempre pensé que el tener un ataque cardiaco era la manera de la naturaleza de decirte que mueras.

Kalp krizi geçirmenin her zaman doğanın senin öldüğünü anlatma şekli olduğunu düşündüm.

Esto culminó en el ataque de Pearl Harbor que llevó a Estados Unidos a la Segunda Guerra Mundial.

Bu durum Pearl Harbor saldırısıyla sonuçlandı ve nihaî olarak ABD'yi 2. Dünya Savaşı'na soktu.

En la sangrienta batalla que siguió, el cuerpo de Davout lideró el ataque frontal contra los terraplenes de Fléches.

Takip eden kanlı savaşta, Davout'un birlikleri, Fléches toprak işlerine önden saldırıyı yönetti.

La estación de preparación para liderar un nuevo ataque, que probablemente salvó a Napoleón de la captura o algo peor.

muhtemelen Napolyon'u yakalanmaktan veya daha kötüsünden kurtaran yeni bir saldırıya öncülük etmek için soyunma istasyonundan ayrıldı .