Examples of using "Dejaba" in a sentence and their turkish translations:
O, onun içeri girmesine izin vermezdi.
ve insanlar beni yalnız bırakacaktı
Tom Mary'nin içeri girmesine izin vermezdi.
Tom Mary'ye yardım etmeme izin vermedi.
Hatanın onun cesaretini kırmasına izin vermedi.
Sis onun çok uzağı görmesini engelledi.
Nehirde yüzmeme izin vermedi.
O, durmadan ailesinin sorunları hakkında konuştu.
Patronum işten erken ayrılmama izin vermedi.
Kalın sis yolu görmeyi zorlaştırdı.
Yağmurda çocuklarını dışarıya göndermedi.
Öğretmen sınıfta Fransızca konuşmamıza izin vermedi.
Geri çekilmem gerekirse diye kolları bağlı tutmak yok.
Tenzing, bana evinde kalmayı ve iş vermeyi teklif etmişti.
İçimdeki bu tutku geceleri uykumu kaçırdı
Bir boğa güreşi görmek istedi ama babası gitmesine izin vermedi.
Sadece yarım mil gitmişti ki topal bir Tilki ve kör bir Kedi ile karşılaştı, iki iyi dost gibi birlikte yürüyorlardı. Topal Tilki Kedi'ye yaslanmıştı ve kör Kedi'de Tilki'nin ona yol göstermesine izin veriyordu.