Translation of "Cristóbal" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Cristóbal" in a sentence and their turkish translations:

Cristóbal Colón no encontró la fama, fue la fama la que encontró a Cristóbal Colón.

Christopher Columbus, ün bulmadı. Christopher Columbus'u bulan ündü.

- Colón descubrió América.
- Cristóbal Colón descubrió América.

Kristof Kolomb, Amerika'yı keşfetti.

Cristóbal Colón creía que la tierra era redonda.

Columbus dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyordu.

Cristóbal Colón demostró que el mundo no es plano.

Kolomb dünyanın düz olmadığını ispatladı.

- Colón descubrió América en 1492.
- Cristóbal Colón descubrió América en el año 1492.

Kolomb 1492'de Amerika'yı keşfetti.

Esperando conseguir superpoderes, Cristóbal Colón una vez se quedó mirando al sol directamente durante cinco minutos. No funcionó.

İnsanüstü güçlere ulaşmak umuduyla, Kristof Kolomb bir zamanlar beş dakika güneşe doğruca dik dik baktı.İşe yaramadı.

A Cristóbal Colón le gustaban los torrentes de la bahía del Pirata, e iba a menudo a surfear allí.

Christopher Columbus Pirate Bay'ın sularından zevk aldı ve oraya sık sık sörf yapmaya giderdi.

Una vez, Cristóbal Colón se encontró con el niño de la oración nº 47456 y le abrió los ojos.

Kristof Kolomb bir zamanlar Cümle 47456'daki çocukla tanıştı ve onun gözlerini dünyaya açtı.

No es que Cristóbal Colón fuera un explorador porque le encantara el mar; lo era porque odiaba las prisiones españolas.

Kristof Kolomb bir kaşif değildi çünkü denizi seviyordu. O bir kaşifti çünkü İspanyol hapishanelerinden nefret ediyordu.

Cristóbal Colón, como todo el mundo sabe, es reverenciado por la posteridad, porque él fue el último en descubrir América.

Herkesin bildiği gibi Christopher Columbus, Amerika'yı en son keşfeden olduğu için sonraki kuşaklar tarafından onurlandırıldı.

Frustrado con las lenguas europeas, que él consideraba "extremadamente aburridas", Cristóbal Colón inventó el "coloní", una lengua tan difícil que sólo él podía hablarla.

Çok sıkıcı olduğunu düşündüğü Avrupa dillerinden sinirlenen Christopher Columbus Columbian dilini icat etti, öyle karmaşık bir dildi ki onu sadece o konuşabildi.

Un conocido estratega, Cristóbal Colón, una vez derrotó a toda una flota de piratas robándoles todas sus frutas y verduras, lo cual provocó que enfermaran de escorbuto.

Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,

Un astuto cazador, Cristóbal Colón, una vez se puso una caperuza roja y se adentró en el bosque. Sin dudarlo, atrajo al Gran Lobo Malvado, lo atrapó y se llevó a rastras al lobo que gritaba de vuelta a su barco.

Bir kurnaz avcı, Christopher Columbus bir zamanlar kırmızı bir başlık giydi ve ormana gitti. Şüphesiz, o büyük kötü kurdu cezbetti, onu yakaladı, ve bağıran kurdu gemisine geri götürdü.