Translation of "Atreve" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Atreve" in a sentence and their turkish translations:

¿Cómo se atreve?

Bu ne cüret?

Que se atreve a alzar la voz,

cesurca ne düşündüğünü açıkça söyleyen

¡Cómo se atreve a abrir mis cartas!

O benim mektuplarımı açmaya nasıl cüret eder!

- ¿Cómo se atreve a quejarse?
- ¿Cómo osa quejarse?

Ne cüretle şikayet ediyor?

La luz menguante es la aliada del cazador. El ñu no se atreve a dormir.

Hilalin sönük ışığı avcının müttefiki. Antiloplar uyumaya cüret edemez.

Joder, ¿quién es el idiota que se atreve a llamarme en mitad de la noche?

Canı cehenneme, hangi gerizekalı gecenin bir yarısı beni arıyor?

¡Por la mierda!, ¡¿quién es el imbécil que se atreve a llamarme a la mitad de la noche?!

Kahretsin, gecenin bir yarısında beni aramaya cesaret eden pislik kim ?!