Examples of using "Arrojó" in a sentence and their turkish translations:
zincir attı bekleyin zincir attı
Mektubu ateşe fırlattı.
O her şeyi tekneden attı.
Tom ateşe bir kütük daha attı.
delinin biri kuyuya bir taş attı
Avcı uçağı bombalarını bıraktı.
Topu duvara fırlattı.
Tom çürük elmayı çöp kutusuna attı.
Adam flütü göle attı.
Tom topu Mary'ye attı.
Tom bana bir şey attı ve ben eğildim.
Yüzüğünü çıkardı ve ona fırlattı.
Köpeğe bir parça et fırlattı.
Tom çoraplarını çıkardı ve onları yere attı.
Tom bir taş aldı ve Mary'ye fırlattı.
Tom Mary'ye bir taş attı ama bu onu incitmedi.
Tom elma çekirdeğini çöp kutusuna fırlattı.
Napolyon ünlü şapkasını yere attı öfkeyle.
Mary İncil'i ateşe attı.
Diyor . Hardrada, zırhsız bir şekilde iki eliyle
O, gölete bir taş attı.
İki ülke de, Ortadoğu sathına yayılmış olan muhtelif gruplara olan desteğini arttırıyordu.
Tom Mary'nin kitabını ateşe fırlattı.
Şeytan kız kardeşimi yakaladı ve, muazzam bir kahkahayla, onu dipsiz bir çukura fırlattı.
Mary İncil'i ateşe attı.
Onun nehre iki tabanca attığını çok açıkça hatırlıyorum.