Examples of using "Anciano" in a sentence and their turkish translations:
Ben yaşlı bir adamım.
- Yaşlı adam son nefesini verdi.
- Yaşlı adam hayata gözlerini kapadı.
Yaşlı adam para için bana yalvardı.
Yaşlı bir adam çıkageldi.
Yaşlı adam üzgün görünüyor.
Yaşlı adam oturdu.
Yaşlı adam akıllı görünüyordu.
Yaşlı adam bir şey söyledi.
Yaşlı adam benimle Fransızca konuştu.
Yaşlı adam başarımızı öngördü.
Yaşlı adam otobüsten indi.
O, neşeli, yaşlı bir adam.
O, yaşlı adama bakmalı.
Yaşlı adamın eksik dişleri var.
Yaşlı adam bir araba tarafından ezildi.
Orada yalnız bir yaşlı adam yaşıyor.
Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.
O yaşlı adam kanserden öldü.
Yaşlı adam orada tek başına yaşadı.
Polis yaşlı adamdan şüpheleniyor.
Yaşlı bir adam arıyorum.
Tom kesinlikle yaşlı bir adam.
Yaşlı adam ona küçük bir bebek verdi.
Yaşlı bir adam ağacın altında dinleniyordu.
Yaşlı adam emekli maaşı ile geçiniyor.
Yaşlı adam yere düştü.
Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı.
Yaşlı adam geçen hafta öldü.
Yaşlı adam bana saati sordu.
Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.
Yaşlı adam herkes tarafından sevilirdi.
Yaşlı adam beş kilometre yüzmeyi denedi.
Yaşlı adam bir baston ile yürüdü.
İhtiyar adamın öfkesi yatıştı.
Yaşlı adam benden bir iyilik istedi.
Tom yorgun yaşlı bir adam gibi görünüyor.
Yaşlı adam benimle Fransızca konuştu.
Şu yaşlı adam çılgın olmalı.
O yaşlıdır.
Yaşlı adam yakında öleceğini biliyor.
Yaşlı bir adam aniden benimle konuştu.
Yaşlı bir adam ağacın altında dinleniyordu.
Yaşlı adam kanserden öldü.
Yaşlı adama torunu tarafından eşlik edildi.
Yaşlı adam yaşama isteğini kaybetti.
Yaşlı adam bazen kendi kendine konuşur.
Yaşlı adam bana tuhaf bir hikaye anlattı.
Yaşlı adam satıcı tarafından dolandırıldı.
Yaşlı adam doksanın üzerindedir.
Yaşlı adam onun yoluna girdi.
Yaşlı adam habere şaşırmış görünüyordu.
Yaşlı bir adam yolda ölü yatıyordu.
Yaşlı adam bana bir parça faydalı öğüt verdi.
Gençlerden oluşan bir grup yaşlı adama saldırdı.
Yaşlı adam neredeyse araba tarafından çarpılacaktı.
O, yaşlı adamı odasına götürdü.
Genç kız yaşlı adam tarafından takip edildi.
Yaşlı bir adamla alay etmek yanlıştır.
O, zengin yaşlı bir adamla evlendi.
Yaşlı adam bankta oturuyordu.
Yaşlı adam yolu dikkatlice yürüyerek geçti.
Yaşlı adam yıllarca krala hizmet etti.
Yaşlı adama her zaman torunu eşlik eder.
Yaşlı adam odasında öldü.
Yaşlı adam tüm hayatı boyunca burada yaşadı.
Yaşlı adam dinlenmek için kısa bir süre durdu.
Bir zamanlar bu adada yaşlı bir adam yaşarmış.
Yaşlı bir adam otobüste yanıma oturdu.
Yaşlı bir adam ağacın gölgesinde dinleniyordu.
O, koltuğunu yaşlı bir kişiye verdi.
Yaşlı adam ahşap bebeğe Pinokyo adını verdi.
Yaşlı adam çocukları tarafından çevrilmiş vaziyette oturdu.
Yaşlı insan, ateşe doğru çömelir.
Yaşlı adam küçük tilkiyi tuzaktan kurtardı.
Yaşlı adamı haftada iki ya da üç kez gördüm.
O, yaşlı adamın caddeyi geçmesine yardım etti.
İstasyonun yanında yaşlı bir adamla tanıştım.
Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı.
Babam o kadar yaşlı ki çalışamaz.
Yaşlı bir adam karanlık bir yolda yalnız oturuyordu.
Şurada bankta oturan yaşlı adam benim dedem.
Yaşlı adam aniden durdu ve geriye baktı.
Yaşlı bir insanın düşünme tarzını değiştirmesi zor.
Uzun zaman önce köyün birinde yaşlı bir adam yaşarmış.
Yaşlı adam çocuklara eğlenceli bir hikaye anlattı.