Examples of using "¿vos" in a sentence and their turkish translations:
Yüzdün.
Sen de.
Sen hep kavga ediyorsun!
Arap mısın?
Sen bir Amerikalı mısın?
- Sizinleyiz.
- Yanındayız.
- Yanınızdayız.
Yöntemi biliyorsun.
Ona gerçekten güveniyor musun?
Çok şey başardın?
- Seninle konuşmam lâzım.
- Seninle konuşmam gerek.
O sana güvendi.
Onu şahsen tanıyor musun?
Onu senin için yaptım.
Seninle sohbet etmek istiyoruz.
Bunu senden duymak istiyorum.
Onu seninle paylaşmak istedim.
Senin adına mutluyum.
Sana bir şey getirdim.
Senden daha iyisini bekliyordum.
Fikrimi biliyorsun.
- Seninle olmak istiyorum.
- Sizinle olmak istiyorum.
Hey, sen!
Senin için bir şeyim var.
Yaşlı değilsin
Onu seninle gördüm.
Onlar seninle mi yaşıyor?
Sen de.
Asla sana benzemeyeceğim.
Onu tanıyorsun, sanırım.
Nedenini biliyorsun.
Ben seninle konuşmuyorum.
Seni asla unutmayacağız.
Seninle dans etmek istiyorum.
Deli misin nesin?
Peki ya seninle?
Benimle gelmek zorundasın.
Seninle konuşmuyorum.
O sen değilsin, o benim!
Ben senin gibi değilim
Senden bir şey istemiyorum.
Bunu sen olmadan yapamam.
Amerikalı mısınız?
Seninle gitmek istiyorum, Tom.
Sana güvenmek istiyorum.
Seninle gelmemizi ister misin?
Önce seninle konuşmak istedim.
Biri seninle konuşmak istiyor.
Biz sensiz başlamak istemedik.
Hâlâ seninle konuşmak istiyorum.
Burada seninle kalmak istiyorum.
Bu size bir şey ifade ediyor mu?
Tom bunu sana bıraktı.
Bu, kendi çizdiğin bir resim midir?
Sizin hissettiğinizin aynısını hissediyorum.
- Senin için küçük bir hediyem var.
- Senin için ufak bir hediyem var.
Size karşı son derece sabırlı davranmaktayım.
Senin için özel bir şeyim var.
Seninle bir ana ihtiyacım var.
Seninle konuşmaya çalışıyordum.
Ben senin hakkında konuşmuyordum.
Tom sana aşık.
Her zaman bir planın var.
Seninle bekleyeceğin.
Sen iyi bir gazetecisin.
Sizin için kaç kişi çalışıyor?
Bu şarkı senin için.
Dinlemedin.
Ben senin için bir hediye getirdim.
Seninle konuşmak için geldim.
Burada emirler verme.
Umarım sonum senin gibi olmaz.
Kraliçeyi görüyor musun?
Hey, seninle konuşmam gerekiyor.
Ben iyiyim. Ya sen?
Tabii, oraya seninle gideceğim.
Tom bana sizin hakkınızda çok şey anlattı.
Sen şeker yedin.
O senden daha fazlasını hak ediyor.
- Senin bilmediğin bir şey biliyorum.
- Sizin bilmediğiniz bir şey biliyorum.
Tom'un sizinle olduğunu sanıyordum.
Sadece seninle olmak istiyorum.
Seninle tekrar konuşmak istemiyorum.
Senin gibi dans etmeyi öğrenmek istiyorum.
Seninle Tom hakkında konuşmak istedim.
Senin için çok mutluyum, Tom.
Sen kimsin de benimle böyle konuşuyorsun?
Tom senden çok daha iyi.
Bütün istediğim sensin.
Senin yanında kendimi çok rahat hissediyorum.
Sanırım sana aşık oldum.
Senin için bir sürprizim var, Tom.
Benimle ilgili bir şey bilmiyorsun.