Translation of "Personalmente" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Personalmente" in a sentence and their turkish translations:

- Tomás me invitó personalmente.
- Tom personalmente me invitó.

Tom beni bizzat davet etti.

- Yo las conozco personalmente.
- Yo los conozco personalmente.

Onları şahsen tanıyorum.

Que tomo personalmente,

benim için kişisel

Personalmente, estoy satisfecho.

Kendime gelince, ben memnunum.

Me invitó personalmente.

O beni şahsen davet etti.

Quisiera agradecerte personalmente.

Sana şahsen teşekkür etmek istiyorum.

- ¿Conoces a Tom personalmente?
- ¿Conoces a Tom en persona?
- ¿Lo conocen a Tomás personalmente?
- ¿Lo conocés a Tomás personalmente?
- ¿Lo conoces a Tomás personalmente?
- ¿Usted lo conoce a Tomás personalmente?

Tom'u şahsen tanıyor musun?

¿Vos lo conocés personalmente?

Onu şahsen tanıyor musun?

Conozco a Tom personalmente.

Tom'u şahsen tanırım.

Yo te visitaré personalmente.

- Kişisel olarak sizi ziyaret edeceğim.
- Sizi kişisel olarak ziyaret edeceğim.
- Sizi şahsen ziyaret edeceğim.

- Personalmente creo que tienes razón.
- Personalmente creo que estás en lo cierto.

Ben şahsen haklı olduğuna inanıyorum.

Jane escribió la carta personalmente.

Jane mektubu kendisi yazdı.

Ella le dedicó atención personalmente.

O, onunla kişisel olarak ilgilendi.

Entonces, si personalmente tuviera tanto dinero

Yani şahsen benim o kadar param olsa

Yo personalmente me relajo escuchando música.

Şahsen, müzik dinleyerek rahatlıyorum.

- Deberías ir personalmente.
- Deberías ir en persona.

Bizzat gitmelisin.

No nos importa hasta que nos afecta personalmente.

Kendimiz bizzat etkilenmeden umursamıyoruz.

Sé de ella, pero no la conozco personalmente.

Onu tanıyorum ama onunla hiç tanışmadım.

Personalmente, pienso que no deberíamos estar haciendo esto.

Kişisel olarak bunu yapıyor olmamız gerektiğini sanmıyorum.

Me gustaría preguntar a Tom sobre eso personalmente.

- Tom'a onun hakkında kendim sormak istiyorum.
- Tom'a bunu kişisel olarak sormayı isterim.
- Tom'a bunu şahsen sormayı isterim.
- Tom'a bunu bizzat sormayı isterim.

Si le pasa algo te haré personalmente responsable.

Ona herhangi bir zarar gelirse, ben kişisel olarak seni sorumlu tutacağım.

Yo te digo que estoy personalmente contra el aborto.

Size şahsen kürtaja karşı olduğumu söylüyorum.

Cuando alguien nos llamaba o escribía, yo personalmente le respondía.

Tüm aramalar doğrudan bana geliyordu. Aramalara ben yanıt veriyordum.

Solo el 40 % de la gente piensa que nos afectará personalmente.

Yalnız %40 kişi ise, sadece kişisel olarak bizleri etkileyeceğini düşünüyor.

Personalmente, no creo que marque ninguna diferencia quién gane las elecciones.

Şahsen, seçimi kimin kazanacağının herhangi bir yaratacağını sanmıyorum.

Sólo como la carne de animales que yo haya matado personalmente.

- Ben sadece bizzat öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanlardan et yerim.
- Sadece kendi öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanların etini yerim.

Si no encuentras una palabra en este diccionario, dímelo y la agregaré personalmente.

Bu sözlükte bir kelime bulmazsan bana söyle ben onu ilave ederim.

- Deberías ir personalmente.
- Deberías ir en persona.
- Más vale que vayas en persona.

Bizzat gitsen iyi olur.

Guardia Joven y dirigiendo personalmente una carga de bayoneta en la batalla de Montmirail.

Muhafızlara komuta etti ve kişisel olarak Montmirail Savaşı'nda süngü hücumuna liderlik etti.

El doctor L.L. Zamenhof (1859-1917) tradujo personalmente obras maestras de la literatura al esperanto.

Doctor L.L. Zamenhof(1859-1917) edebiyatın başyapıtlarını Esperanto'ya çevirdi.

Mataron a cuatro caballos bajo sus órdenes y dirigió personalmente el último y condenado ataque de

Altında dört atı öldürüldü ve şahsen İmparatorluk Muhafızlarının

Baibars lidero personalmente a su contingente desde el frente, ¡instando a sus hombres a defender a su

Baybars bizzat adamlarını önden yöneterek ülkelerini işgalciye karşı

Él también fue personalmente valiente, liderando un ataque en Lodi y una carga de caballería en Rivoli.

O da kişisel olarak cesurdu, Lodi'de bir saldırıya ve Rivoli'de bir süvari hücumuna liderlik etti.

- En mi caso, prefiero el pollo al cerdo.
- Personalmente, prefiero el pollo a la carne de cerdo.

Bana gelince, tavuğu domuzdan daha çok severim.

Cruzando el río Dniéper helado por la noche, sacando personalmente a los hombres de la zona. río cuando

düşman topraklarında şaşırtıcı bir zorunlu yürüyüşe yönlendirdi . nehir

Dicen que la música amansa a las fieras pero a mí personalmente ni me relaja ni me calma.

Onlar müziğin vahşi canavarı sakinleştirdiğini söylüyorlar ama benim için şahsen, o beni ne rahatlatıyor ne de sakinleştiriyor.