Examples of using "убегать" in a sentence and their turkish translations:
Kaçmak zorundayız.
Kaçmamalıydın.
Mücadelem fırtınadan kaçmak değil.
Yine de bir ayı gördüğünüzde koşmaya başlamak iyi bir fikir olmayabilir.
Öldürmüyor mu? Gerçeklerden kaçmayalım artık. Aaa doğru doğru, gripten ölen daha çok insan var sonuçta.