Examples of using "травы" in a sentence and their turkish translations:
Kalın ağaç örtüsünün altında büyümeyen taze çimenle dolu burası.
Lütfen çimlere dokunma.
Bakın, önümüzde uzun otlardan oluşan bir duvar duruyor.
bu da demek oluyor ki hiç çim mevcut değildi.
Ayda hiç ot yoktur.
Antik Germen kabileleri hastalıkları tedavi etme girişimlerinde şifalı otlar kullanırdı.
Çimenin olduğu yerde su yoktur. Suyun olduğu yerde çimen yoktur.