Examples of using "слышала" in a sentence and their turkish translations:
Mary onu duydu.
O, henüz haberi duymadı.
Ben senin değiştiğini duydum.
Tom hakkında duydun mu?
Bunu daha önce duydum.
O her gece silah sesi duyar.
Bir bebek bakıcısı aradığınızı duydum.
İyi para kazandığını duydum.
- Ne dediğimizi duydun mu?
- Söylediğimizi duydun mu?
O, onun çığlığını duydu.
Onun şarkı söylemesini duydu.
Üzgünüm. Seni duymadım.
Üzgünüm, seni duymadım.
Her şeyi duydum.
Bunu benden duymadın.
Onu duydum.
Onun duymasını istemiyorum.
Tom'u duydu.
Mary Tom'u duydu.
Soruyu duymamış gibi davranmayın.
Bir çığlık duydum.
Himalaya sisindeki bir göçebenin sesini duymuş gibi hissettim.
Tom'un duşta şarkı söylediğini duydum.
Shizuoka'da bir deprem olduğunu duydum.
O beni duymamış gibi davrandı.
en sık duyduğun şeylerden biri
duyduklarım hiç hoşuma gitmedi.
Hikayeyi duydum.
- Ben bir şey duymadım.
- Hiçbir şey duymadım.
Kesinlikle bir çığlık duydum.
Boston'da birçok Japon restoranları olduğunu duydum.
Zengin olduğunu duydum.
Tom onu duyamadı ama Mary duyabildi.
Bitişik odada bir ses duydun mu?
Ben bir erkek sesi duydum.
O onun gözde şarkısını söylediğini duydu.
Konuştuğunu duydum.
Affedersin! Seni duymadım.
Tekrar evlendiğini duydum.
Ben de benzer bir hikaye işittim.
Geri döndüğünü duydum.
Senin hakkında her şeyi duydum.
- Beni duydun mu?
- Duydun mu beni?
Ne duydun?
Geçen hazirandan beri ondan haber almadım.
Zili duydun mu?
Uzun zamandır gitar çaldığını duymadım.
Senin evleneceğini duydum.
Almanya'da biranın sudan daha ucuz olduğunu duydum. Bu doğru mu?
Bostonlu olduğunu duydum.
Bu hikayeyi daha önce duydum.
Mary'nin şarkı söylediğini duydum.
Hiçbir ses duymadım.
Herkesin alkışladığını duyabiliyordum.
Herhangi bir ses duymadım.
Bu şarkıyı daha önce duydun mu?
Hiçbir şey duymamış gibi davranmaya devam et sen.
Tom'un evlendiğini duydum.
Boston'a taşındığını duydum.
Bizim hakkımızda duydun mu?
Tom elinden geldiği kadar yüksek sesle Mary'nin adını bağırdı ama o onu duymadı.
Çikolatanın şişmanlatmadığını duydum. Bunun doğru olup olmadığını merak ediyorum.
Ben silah atışı duyduğumu sandım.
Tony'nin pahalı bir araba satın aldığını duydum.
Tom'un yüzmede çok iyi olduğunu duyuyorum.
Birinin içeri geldiğini duydum.
Tom'un onu yapabildiğini duydum.
O onun en iyisi olduğunu duyduğu için onu bir tercüman olarak işe aldı.
Tom'la Fransızca öğrendiğini duyuyorum.
O beni duymamış gibi davrandı.
Bir çığlık duymadın mı?
Onun Bay Smith'in sekreteri olduğunu duyuyorum.
Senin sorunlarını Tom'dan duydum.
Lviv hakkında şimdiye kadar hiçbir şey duymamıştım.
Tom ve Mary hakkında dedikodular duydum.
Banjo çalmada iyi olduğunu duyuyorum.
Onu duymamışım gibi davranacağım.
- Tom'un yazım yarışmasını kazandığını duydum.
- Duyduğuma göre heceleme yarışmasını Tom kazanmış.
Tom'un pahalı bir araba satın aldığını duydum.
Gök gürültüsünü duydum, fakat şimşeği görmedim.
Birinin kapıyı açtığını duydum.
Onun çığlık attığını duydu.
"Sana bir soru sordum." "Seni duymadım."
- Sen muhtemelen bizden duydun.
- Muhtemelen bizi duymuşsunuzdur.
Bu hikayeyi önceden duydun mu?
Tom'un gittiğini duydun mu?
Bir şey duydum.
Sanırım az önce bir şey duydum.
Onun geçen aydan beri hasta olduğunu duydum.
Evlendiğini duydum.
Onu duymamıştım.
Hillary'nin konuşmasını duydunuz mu?