Examples of using "новость" in a sentence and their turkish translations:
İyi haberi duydun mu?
Biz haber aldık.
İyi haber budur.
İyi haber şu ki
Haber onu çok üzdü.
- Haberi herkes duymuş.
- Haberi herkes biliyor.
Haberi duydun mu?
Tom haberle gafil avlandı.
Bizim için harika.
Bu haber beni mutlu etti.
O iyi haber mi?
Bu iyi bir haber.
- Bu iyi haber.
- İyi haber budur.
Bu yeni değil.
Bu kötü haber.
O mükemmel haber.
Ne kötü haber!
İlk kez duyuyorum.
Haberi duyunca panikledi.
Haberi nasıl duydun?
Haberi duyduğunda solgunlaştı.
Haber onu derinden etkiledi.
Bu iyi haber değil.
O haberi kim yaymış olabilir ki?
İyi haber ise şu:
Hayatta kalmak isteyen için bu harika bir haber!
Haberleri dinlerken gözyaşlarına boğuldu.
İyi haber nedir?
- Haberi işitince sarardı.
- Haberi işitince benzi sarardı.
- Haberi işitince benzi attı.
Haber onu üzüntü ile doldurdu.
Haber onun kalbini kırdı.
- Herhangi bir haber olmaması iyi bir haber.
- Hiç haber olmaması iyi haberdir.
Kötü haber nedir?
Haberi duyunca gözyaşlarına boğuldu.
Haber doğru olabilir.
Bu iyi haber, değil mi?
Annem haberi duyunca sarardı.
İyi haberi duydum.
Haberi duyduktan sonra soldu.
İyi haberdi.
Bu aslında eski bir haber.
Bu benim için bir haber.
İyi haber nedir?
Haberi duyunca, benzi sarardı.
Onun habere tepkisi neydi?
Harika haber! Değil mi?
Tanrım, kötü bir haberim var çocuklar.
O, haberde soğuk kanlılığını kaybetti.
Haber ona bir darbe oldu.
Haber onu gözyaşlarına boğdu.
Kötü haber işitince, o gözyaşlarına boğuldu.
Haberi yüz kelimeye kadar kısalt.
Haber bütün Japonya'ya yayıldı.
Haber bizi çok şaşırttı.
Haber orman yangını gibi yayıldı.
O haberi sakin bir şekilde aldı.
Bu benim için iyi bir haber.
Büyük haberi ona söyledim.
Haberlerim var! Melissa hamile.
O, iyi haber değil mi?
Hiç şüphesiz bu çok iyi bir haber.
Haber bana Hashimoto tarafından anlatıldı.
Haberi aldığı için beti benzi attı.
O haberi kim yaymış olabilir ki?
İyi haberi onlara söylemeye gideceğim.
İyi haberi ona söylemeye gideceğim.
İyi haberi ona söylemeye gideceğim.
Tom bana müjdeyi verdi.
Tom için iyi haber.
Kötü haberi duymaya hazır mısın?
Hem iyi hem kötü haberim var.
İyi haberim var.
İyi haberimiz var.
Benim için bu iyi haber.
Tabii, haberleri oldukça iyi hatırlıyorum.
O, haberleri duyduğu anda ayağa fırladı.
Haber doğru olamaz.
Haber heyecan vericiydi.
Haberi duyduğumda hayal kırıklığına uğramaktan kendimi alamadım.
Ondaki haber en güvenilir kaynaklardan.
Bu haberi gazete okurken öğrendi.
Bu iyi haber.
- Heberi duyduğumda zevkten dört köşe oldum.
- Haberi duyduğumda çok sevindim.
Senin için iyi haberim var.
Haberi duyunca bayıldı.
Tom o habere nasıl tepki gösterdi?
Belediye başkanının istifasıyla ilgili haberler hızlı bir şekilde dolaştı.
Bu mükemmel haber.
Anne ve babalar haberi duyunca neşelendiler.
Bu kimse için haber değil.
Senin için bir kötü haberim var.
Biz haberi duyduğumuza şaşırdık.
İyi haber ölmeyecek olmandır.
Tom haberi Mary'ye söyleyeceğine söz verdi.
Tom haberi duyduğunda şaşkına döndü.