Examples of using "различить" in a sentence and their turkish translations:
Ben ikizleri ayırt edemedim.
Gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.
Ben onları ayırt edemem.
Biz onu küçük kız kardeşinden ayırt edemeyiz.
Onlar arasında ayrım yapamam.
İkizler o kadar benziyorlardı ki birbirinden ayırt etmek zordu.
İkiz kızlar o kadar çok benzerler ki birini diğerinden ayıramıyorum.
Açık, karanlık bir gecede gökyüzünde yaklaşık 6.000 ya da daha fazla yıldız görebiliriz.
Atomlar çıplak gözle görülemez.
Bazen gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.
İkiz Jackson kardeşleri birbirinden ayırt etmek imkânsız.
Bazen ikizleri ayırmak zordur.
İki erkek kardeş birbirlerine o kadar çok benziyorlar ki onları birbirlerinden zorlukla ayırt edebiliyorum.