Examples of using "Девочки" in a sentence and their turkish translations:
Kızlar kazandı.
Kızlar kızlardır ve oğlanlar oğlandırlar.
Kızlar gülmeye başladılar.
Kızlar ağlıyordu.
Kızlar çalışır.
Kızlar utangaçtır.
Kızlar, sessiz olun.
Görüşürüz, kızlar.
Kızlar neredeler?
- Küçük bir kızdan mı korkuyorsun?
- Küçük bir kızdan mı korkuyorsunuz?
Kızlar arkada bırakıldı.
Küçük kızlar ağlar.
Küçük kızlar ağlıyor.
Harika iş, kızlar.
Kızın babası bir doktor.
Kızlar kavga etmeye başladı.
Onlar duyarlı kızlar.
O küçük kız, babasının karakterine sahip.
Kızın yumuşak bir kalbi var.
- Kızın altın saçı var.
- Kızın altın rengi saçları var.
- Kızın altın rengi saçı var.
Kızın annesi yok.
- Kızlar, arılar kadar meşguller.
- Kızlar arılar gibi meşguller.
Onun arkadaşlarının çoğu kız.
Acele edin, kızlar.
Kızın bir faresi var.
Kızlar bu akşam geç kalacaklar.
Kızlar güldüler.
Kızlar kitaplarını okuyorlar.
İki küçük kız papatyaları topluyorlar.
Erkekler ve kızlar okurlar.
Kızlar koşup oynuyorlar.
Kızlar kıkırdadı.
Kızlar, anneniz nerede?
Kızlar, siz iyi misiniz?
Kızlar bizi sıcak karşıladı.
Büyük kızlar ağlamaz.
Kızlar Tom'a güldüler.
Kızlar planımıza itiraz ettiler.
Bütün kızlar birbirlerine yardım ettiler.
Kızlar birbirlerine bakıyorlar.
Genel olarak küçük kızlar bebekleri çok severler.
O kızın güzel bir bebeği var.
Kızlar birbirlerine baktılar.
Bir genç kız için onun davranışı anormal.
Kızlar erkeklerden daha hızlı olgunlaşırlar.
Üç küçük kız buz pateni pistine gidiyor.
Kızlar okuldan eve kadar bütün yolda ağladılar.
Kızlar neredeler?
Kızlar yan yana oturuyorlardı.
Diğer kızlar neredeler?
O adam küçük bir kızın öldürülmesinden dolayı yargılanıyor.
Kızın elinde bir teleskobu vardı.
Her oğlan ve kız Kolomb'u bilir.
Neredeyse hiçbir kız video oyunları oynamaz.
Kızların her ikisi de güldü.
Oğlanlar ve kızlar bahçede oynuyorlar.
O diğer kızlar gibi değil.
Sınıfımdaki tüm kızlar naziktir.
İki kız tahterevallide oynadı.
Kızın büyük bir kırmızı şapkası vardı.
Her iki kız beyaz takım elbiseler giyiyor.
Sınıfta sadece üç kız var.
Yani kızların gelecekle ilgili kaygılarına şaşırmamak gerek.
Kızlardan her birinin kollarında bir oyuncak bebeği var.
Kızın sesi gittikçe zayıfladı.
Prens küçük kıza neden ağladığını sordu.
- Kızlar değil ama erkekler korkuyordu.
- Kızlar korkmuyordu ama erkekler korkuyordu.
Kızlar yarın tenis oynamayacaklar.
Tom şimdi sağlıklı bir bebek kızın gururlu babası.
O, Yengeç burcunda doğan kızların "cesur" olduğunu söylüyor.
İki kızımız ve bir oğlumuz var.
Kızlar tekrar birbirlerini eleştiriyor.
Erkekler matematikte kızlardan daha iyidir.
Hadi kızlar, bunu başarabiliriz!
Erkekler kızlar kadar sinirliydi.
Mary'nin altı çocuğu var, üçü erkek ve üçü kız.
Kızlar müziğe göre dans ettiler.
Erkekler kızlardan daha agresiftir.
Erkekler, kadınlar, oğlanlar ve kızlar, onların hepsi insandırlar.
Kızlar oldukça etkilenmişti.
Mary'nin sınıfındaki diğer kızlar onunla giysileri hakkında alay etti.
Siz kızlar ne yapıyorsunuz?
Mary sınıftaki diğer kızlar gibi değildir.
Televizyondan dolayı erkekler ve kızlar kitap okumak istemiyor.
Tom'un sınıfındaki tüm kızlar ona aşık.
İkiz kızlar o kadar çok benzerler ki birini diğerinden ayıramıyorum.
Bu kızın gözleri mavidir.
Diğer kızlar onunla giysileri hakkında alay etti.
Bir yabancı kıza babasının evde mi ya da ofisinde mi olup olmadığını sordu.
O kızın adını biliyorum.
Şu kızın yüzü inanılmaz çirkin.
Kızlar da futbol oynayabilir.
Kızlar evcilik oynamayı sever.
Bu kızın güzel bir yüzü var. Kalbim ona bakmaktan erir.
Bu kızın teyzesi bizim evde çalışıyor.