Examples of using "пересечь" in a sentence and their turkish translations:
Sel, nehri geçmemi engelledi.
Tom sınırı geçemez.
ve bunun sayesinde karşıya geçebiliyorlar
karşılarına aşmaları gereken bir göl veya nehir çıktığında ise
Amerika'ya gitmek için okyanusu geçmen gerek.
Nehri geçmenin bir yolu olmalı.
Nehri yüzerek geçebilirim.
iklim değişimiyle mücadele etmek, Atlantik'i geçmeye hazır.
Ekip, bana hızlı yol katedebileceğim bir şey getirebilir misiniz?
Körfezin ucundaki balıklara erişmek için... ...derin bir kanal geçmeleri gerek.
Binlerce göçmen Avrupa'ya ulaşmak için her ay Akdeniz'i geçmeye çalışıyorlar.
Nehri geçmenin bir yolu olmalı.